Bir şehrin sesi nedir?

Bir şehrin sesi nedir?

Her ay mutlaka yeni albümleri tararım, üstelik bunu ille haber olsun ya da yazayım diye değil merakımdan yapıyorum ve ilginçtir, sevdiğim albümlere iddiasız olanlar arasında sık rastlıyorum. ... Daha dün, yılın başında acaba yeni ne albüm çıktı diye gezinirken denk geldim trompetçi Martti Vesala`nın yeni çalışması "Helsinki Soundpost"a. Bülteninde "bir şehrin sesi nedir?" diye sormuş Vessala, nedir mesela İstanbul`un sesi? Martılar, vapur düdükleri, trafik sesi, seyyar satıcılar… Saydıklarım çocukluğumdaki İstanbula daha uygundu, artık bu listeye yeni şeyler eklemeli.

 

Martti Vesala kendi şehrinin sesini yakalamaya çalışıyor. Gidip görmedim ama kendimi yakın hissettiğim şehirlerden biri Helsinki. Resimlerine baktım uzun uzun, sakin, sorunsuz, güzel ve her sakin güzelliğin arkasında yatan sayısız sırrı barındıran bir şehir belli ki. Trompet böyle bir şehre çok uygun. Otuz beş yaşındaki sanatçı kuşağının parlak isimlerinden, genç yaşına rağmen yirmi yıldır müziğin içinde, sadece trompetçi olarak değil, özellikle besteleriyle kendi sesiyle birlikte yaşadığı şehrin sesini de buluyor. Anlaşılan "Helsinki Soundpost" bir kış albümü, 13 ocakta çıkmış. Kışın şehrin çevresindeki nehirler, denizler sık sık donuyor. Vessala Helsinki`yi anlatırken şehrin sert, soğuk kuzey duygusunu `nordic` duyarlıkla değil hayret ki modern post-bop Amerikan cazına meylediyor. Bu sayede ortaya kuzey steplerine yaslanmış bir şehirden ziyade binaları, caddeleri, sokakları, kendine ait güzellikleriyle romantizmi bozulmamış Sibelius`un şehri çıkıyor. "Smoke"da Helsinki`nin ünlü sisini, "Lumi"de şehrin ayrılmaz parçası ve şehre rengini veren beyaz örtüsü karı anlatıyor. Sanki caz fotoğrafları çekiyor Vessala. Müziğinde belli belirsiz avantgart kaçışlar çok dengeli. Piyanoda Joonas Haavisto, basta Juho Kivivuori, davulcu Ville Pynssi`ye saksofonda Petri Puolitaival ve trompette adamım Martti Vesala var.

 

 

İkinci kez dinlemeye başlarken yazmaya oturduğum yazı son parça "Yamal"la bitti. On dakikalık parçada piyanistin gözalıcı stili bir türlü bitiremediğim cazda "Finliler ve Kübalılar" yazımı kıskançlıkla yeniden hatırlatıyor. Bu iki ülke cazda niye bu kadar iyiler.

 

Martti Vesala şehri Helsinki`ye güzel bir armağan vermiş. Şehrin seslerine tercüman olmuş. Klasik caz beşlisi bestelerin nüanslarına şehrin ara sokakları kadar hakim. "Helsinki Ses Postası" şehrin akustik imzası olmuş.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 20 Ocak 2017, Cuma

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.