Tokyo caz barları Kissa'larda anılar, melankoli ve all that jazz

Tokyo caz barları Kissa'larda anılar, melankoli ve all that jazz

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Amerikan pop kültürü Japon ana akım kültürünü büyük oranda etkiler ve yönlendirirken, insanların, yurtdışından gelen caz plâklarını dinleyebilecekleri kafe ve barlar cazip hale geldi. (Philip Arneill, Tokyo Jazz Joints 2023)

 

 

Kissa'lar yalnızlık ve caz içindir

 

 

James Catchpole ile Tokyo'nun merkezi semti Yotsuya'da bodrum katındaki Jazz Eagle kafesinde buluştuğumuzda sohbetimiz saniyeler içinde hararetlenmişti.

 

Bir New Yorklu ve bir Kuzey İrlandalı olarak, belki de bu tür ortamlar için fazlasıyla yüksek sesle konuşuyorduk, ta ki barmen kafenin kuralı olarak akşam altıdan önce sohbet yapmamamız gerektiğini söyleyinceye kadar. Bu kafeye saat altıdan önce gelenler yalnızlık ve müzik için burada olmalılar.

 

Saat daha 17:30 idi, Catchpole ile aradaki süreyi fısıldaşarak geçirdik. Kafenin pikabından çıkan saksafon riff'leri, zonklayan baslar ve dans eden bagetler eşliğinde biralarımızı yudumluyorduk.

 

Caz fısıltıları bastırıyordu ama Catchpole'un şunları söylediğini duymuştum:

 

"Buralarda ne yaptığımı anlatacak olursam eğer bu onları belgelemek anlamına gelir".

 

 

Yazar James Catchpole ve fotoğrafçı Philip Arneill, Tokyo Jazz Joints adlı fotoğraf projesi için Japonya'da 160'tan fazla caz kafeleri kissa'lara gitti. (Philip Arneill, Tokyo Jazz Joints 2023)

 

 

Bir karşı kültür müziği olarak caz

 

 

Caz söz konusu olduğunda Japonya oldukça tekil bir ülkedir. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından organik olarak büyüyen Amerikan pop kültürü, Japon ana akımına giderek daha fazla nüfuz ettikçe, insanların ithal caz plâklarını dinleyebilecekleri kafe ve barlar şehir sakinleri için birer heves mekânına dönüştü.

 

1960'larda, cazın efsane isimleri Art Blakey'den Ray Brown'a hepsi Japonya'da konser verdi ve kahraman muamelesi gördüler. Afro Amerikalı müzisyenler açısından bu durum ayrımcılık ve ırk ayrımcılığının, varoluşlarının gündelik koşullarının bir parçası olduğu ABD ile taban tabana zıt idi. Bu da doğal olarak caz müziğini o dönem Tokyo'daki öğrenci ayaklanmaları ve hükümet karşıtı protestolarla uyumlu bir karşı kültür müziği haline getirdi.

 

 

Yetmişli yıllarda Tokyo'da 250'den fazla caz Kissa vardı

 

 

Japonya'nın caz sahnesi, 1970'lerde, Tokyo'nun şehir merkezindeki mahalleler, Japonca kafe anlamına gelen "Kissaten" kelimesinin kısaltması olan caz "Kissa" kelimesiyle çalkalandığında zirveye ulaştı. Sadece başkentte 250'den fazla Kissa vardı, Haruki Murakami bile Kokubunji'de Peter Cat adında bir Kissa açmıştı.

 

Zaman zaman The Japan Times gazetesi için yazan bir yazar, yayıncı, DJ ve podcast sunucusu olan Catchpole, yirmi yılı aşkın süredir Japon caz kültürünü keşfetmeye çalışıyor. Bu keşif çalışması ciddi anlamda 2007 yılında Tokyo bölgesinde halen faaliyette olan caz barları, kulüpleri ve kafeleri için bir rehber olan Tokyo Caz Sitesi'ni kurduğu zaman başladı.

 

“Bir bakıma hayatımın projesi bu” diyor. "Bazı insanlar wasoku (Japon mutfağı), diğerleri dövüş sanatları, cosplay veya anime dünyasının derinliklerine dalar. Benim için ise Japon caz mekanları”.

 

Ancak birkaç yıl sonra caz projesi farklı bir boyut kazanmaya başladı ve bu yerlerin gelecek nesiller için nasıl kapsanacağına dair daha net bir vizyonu kristalleştirdi.

 

İşte o zaman, Kuzey İrlanda'ya dönmeden önce 20 yılını Japonya'da geçiren Belfast'lı bir fotoğrafçı ve eğitimci olan Philip Arneill de bu mücadeleye dahil oldu.

 

 

"Tokyo Jazz Joints" hem Arneill hem de Catchpole'dan birer makalenin yanı sıra yaklaşık 120 bar ve kafenin renkli fotoğraflarını içeren bir projedir. (Philip Arneill, Tokyo Jazz Joints 2023)

 

 

Tokyo Jazz Joints projesi hayata geçiyor

 

 

Arneill ve Catchpole'un yolları çoktan beridir kesişmişti, en önemlisi, ilki 2011 civarında Japonya'da İngiliz caz dansçılarının fotoğraflarını sergilerken. Ardından, 2014'te Arneill, Kyoto'nun Pontocho bölgesindeki antika bir caz barı olan Hello Dolly'de otururken bu fikre vuruldu ve bu yerlerden bazılarını mutlaka fotoğraflamalıyım diye düşündü.

 

Catchpole'un bir caz tutkunu arkadaşı olduğunu ve zaten Japonya'nın caz Kissa'ları hakkında bilgi içeren bir web sitesine sahip olduğunu bilen Arneill, onunla Shibuya'daki Jazz Blues Soul'da (JBS) bir randevu ayarladı. Ahşap panelli barın içinde, tozlu LP'lerle dolu yüksek duvarların önünde bu ikisi bir fotoğraf projesi olan Tokyo Jazz Joints için harekete geçiyordu.

 

Birkaç ay sonra, Tokyo'nun Kamata semtinde küçük bir bar olan Pithecanthropus Erectus'ta bu işe resmen başlamış oldular.

 

Geldiklerinde bar kapalıydı, Catchpole ve Arneill vakit öldürmek için bir şeyler içmeye gitti. Akşam döndüklerinde Pithecanthropus eğer açık olmasaydı, proje başlamadan sona erebilirdi. Bu işin emek yoğun birçalışma olacağını biliyorlardı, her şeyi ceplerinden ödeyecekler ve bu iş her ikisinin de geçim kaynaklarına engel olacaktı.

 

Arneill, "Ama orada gerçekten ivme kazandık" diyor. "Projenin tek amacı bu yerleri korumaktı."

 

 

Sepya tonlu irfan mekânları

 

 

Sonraki üç yıl boyunca, ülke genelinde her biri kendine özgü bir tada ve sepya tonlu irfana sahip 160'tan fazla caz Kissa'sını ziyaret ettiler. Bir zamanlar, ünlü saksafoncu Sonny Rollins'e içki servisi yapan bir bar vardı, bir başkasının sahibi, John Coltrane'in 1966'da Japonya'daki tek konserinde çektiği fotoğraflardan oluşan bir dizi eski bağlantılara sahipti. Tohoku'nun derinliklerinde Ray adında bir bar daha vardı, adını veren Ray Brown bar sahibinin düğününe katılan bir kontrbasçı idi.

 

Arneill, projenin fotoğrafçısı olmasına rağmen, bu işin tamamen işbirlikçi bir çaba olduğu konusunda ısrarlı. Catchpole, hinterlandlarda uzun süreli kalışlarda ona katılır, gezi tarifeleri düzenlerdi. Bu iş ortağının fotoğraflara odaklanmasını sağladı ve Arneill, fotoğrafların olabildiğince organik olmasına özen gösterdi.

 

 

Arneill ve Catchpole, özellikle 2020'de kurulan ve aynı zamanda Tokyo Jazz Joints olarak da adlandırılan podcast dinleyicilerinin bu girişimi teşvik etmesinin ardından projeyi fotoğraf kitabına dönüştürmeye karar verdiler. (Philip Arneill, Tokyo Jazz Joints 2023)

 

"Fotoğrafların hiçbiri kurgu değildi, tripod veya flaş kullanmadım çünkü müşteri olarak yaşadıklarıma en yakın halini istedik" diyordu.

 

Arneill, çoğu Kissa sahibi fotoğrafının çekilmesinden mutlu olduğunu ekliyor, dikkate değer tek istisna, fotoğrafının çekilmesini istemeyen Tokyo'daki bir yerin sahibi oldu, "ruhunun bir parçasının alınacağına" inanıyordu.

 

Arneill ve Catchpole, özellikle 2020'de kurulan ve aynı zamanda Tokyo Jazz Joints olarak da adlandırılan podcast dinleyicilerinin onları teşvik etmesinden sonra proje bir fotoğraf kitabına dönüştürmeye karar verdiler.

 

Geçen yıl Mart ayında Arneill'in başvurularından altı ay sonra Alman yayıncı Kehrer Verlag'dan olumlu cevap geldi. Ancak Kehrer Verlag'ın bir şartı vardı: Kitabın ortaklaşa finanse edilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, yayınlama maliyetlerinin kendilerine düşen tarafını karşılamak için Arneill ve Catchpole, toplamda 60.000 €'dan (8,7 milyon ¥) fazla taahhütte bulunan 601 destekçili bir proje başlattı.

 

Arneill, "Destek projesinin avantajı, kitabı basmak için para toplamak yerine kitabı önden satmaktı" diyor. "Kampanyayı destek olanlara kitabı Mayıs başı göndereceğimizi umuyoruz ve kampanyanın doğrusu bu kadar başarılı olacağını düşünmemiştik."

 

Yaklaşık 120 Kissa'dan renkli fotoğrafların yanında iki katılımcının birer makalesini içeren "Tokyo Jazz Joints" kitabının baskıları öncelikle destekçilere teslim edilecek, sonra satışa çıkacak. Ardından yayıncı Kehrer Verlag, yeni baskılar için dünya çapında dağıtım haklarını eline alacak.

 

 

Tokyo'da, geçen elli yıl boyunca yüz kadar caz barı (Kissa) ve kafe zamana yenik düştü. (Philip Arneill, Tokyo Jazz Joints 2023)

 

 

Bu kitap bir zaman kapsülü görevi görüyor

 

 

Caz kafe sahipleri iki yakasını bir araya getiremeyen insanlardır, bu nedenle, Kissa sayıları giderek azalıyor: Son yarım yüzyılda Tokyo'da 100 kadar Kissa kapandı ve bu da yılda yaklaşık iki Kissa ediyor.

 

Arneill, "Bu yerlerin derin bir melankolisi var" diyor. “Ama amaç her yeri ziyaret etmek değildi. Onlar ortadan kaybolmadan önce mümkün olduğu kadar çok kişiyi ve mekânı kayıt altına almaya çalışmaktı.”

 

Catchpole, Japonya caz yolculuğunu tanımlamak için birkaç kez "takıntılı" kelimesini kullanmakla tamamlayıcı bir tavır sergiliyor. Ancak ülkedeki her Kissa'yı ziyaret etmek istese ve bu çabasında önemli yol kat etse de, tüm bunları en başta neden başlattığını gözden kaçırmadı.

 

"Japonya ve Japon tarihi bana süreksizlik hakkında çok şey öğretti" diyor. “Geçirilen her an, gerçekten de yakında geçip gitmiş olabileceğine dair hüzünle doludur. Ama aynı zamanda o ânı bu kadar harika yapan da budur.”

 

Bu yazının orijinali 16 Mart 2023 günü Japan Times gazetesinde David Mcelhinney imzasıyla yayınlandı.

 

Cazkolik.com / 09 Mayıs 2023, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.