Dinlediğiniz müzik Emir Ersoy`un yeni albümü Karnaval`da başarılı oyunculuğu yanında güzel sesiyle de dinlediğimiz Özgü Namal`ın seslendirdiği Hele Bi Gel isimli şarkıdır.

Emir Ersoy, Türkiye’nin en ünlü isimlerine eşlik etmiş bir piyanist, üstelik Kalipso Kralı unvanıyla bildiğimiz efsanevi Metin Ersoy’un da oğlu olarak latin müziklerinin içine doğmuş. Ersoy, yıllardır Kübalı, Porto Rikolu müzisyen arkadaşlarıyla da birlikte tüm yaratıcılığına ve kariyerine latin müziklerini işlemeyi sürdürüyor. Daha önce Cuban Portrait adını verdiği albümüyle kendi besteleri ve enstrümantal bir proje ile karşımıza çıkan Ersoy; 2010 yılında Ajda Pekkan, Emre Altuğ, Funda Arar gibi ünlü Türk pop yıldızlarıyla "10 şarkı 10 şarkıcı" albümünü yayınlamıştı. Özellikle Ajda Pekkan’ın latin düzenlemesiyle konserlerinde de söylediği “Her Yaşın Ayrı bir güzelliği var”; yorumu Emir Ersoy’un Türk Pop müziğine kattığı latin havasını iyice hissettirmeye başlamıştı. Emir Ersoy bu kez Projecto Cubano ile yepyeni projesi Karnaval’da Deniz Seki, Işın Karaca, Yaşar, Kenan Doğulu gibi Türk pop müziğinin ünlü sesleriyle hepsi meşhur olmuş pop şarkılarını yepyeni bir makyajla sunuyor. Albümde 3 yeni besteye de yer veren Emir Ersoy’un albümünde “Hele bir gel” şarkısıyla ünlü oyuncu Özgü Namal da sürpriz yapıyor. Chucho Valdes ve Michel Camilo gibi dünyaca ünlü piyanistlerden ilham alan Ersoy ile kariyerini, latin müziklerini, yepyeni albümü Karnaval’ı ve projelerini konuştuk.

Cenk Erdem
http://twitter.com/#!/thecenkerdem

Emir Ersoy resimde latin cazın iki büyük efsane piyanistiyle birlikte. Soldaki Michel Camilo, ortada Emir Ersoy, sağda dünyanın en iyi beş caz piyanistinden biri kabul edilen Küba`lı piyanist Chucho Valdes.

Pop starlarına kendi hit şarkılarını latin & latin caz

söyleten Emir Ersoy yeni albümü Karnaval`ı Cenk

Erdem`le enine boyuna konuştu...

Cenk Erdem: Pop müzik dünyasında birçok ünlü yıldıza eşlik etmiş bir müzisyen olarak artık sizin projelerinize ünlü yıldızlar eşlik ediyor; ülkemizde latin müziklere gösterilen ilgiden her zaman emin olabildiniz mi? Yoksa sizin için mi vazgeçilmez?

Emir Ersoy: Evet. Ben bu müziğin ciddi bir kesim tarafından sevilip dinlendiğini zaten biliyordum. Alternatif bir kesim ama gitgide yayılan ve sayısı artan bir kesim. Dolayısıyla hem emindim hem de benim vazgeçilmezimdi.
 
Cenk Erdem: Kalipso Kralı Metin Ersoy’un oğlu olarak latin müziklerinin içine doğdunuz; peki latin müzikleri dışında başka hangi türlerden keyif alıyorsunuz?

Emir Ersoy: Aslında ben birçok türde müzik dinlerim, içinde güzel müzikal değerler olan her parçayı dinlerim. Pop, rock, funk, jazz, soul, R&B, 80’s, 90’s.... Gerçekten ayırt etmem.

Cenk Erdem: İlk albümünüz latin caz havasındaki Cuban Portrait’teki bütün şarkıların besteleri ve düzenlemeleri size aitti; peki yeni albümünüz “Karnaval” için latin düzenlemesi yapacağınız Türk pop şarkılarını nasıl seçtiniz?

Emir Ersoy: Evet. İlk albümüm enstrümantal bir latin caz albümüydü. O albüm ile ben zaten yurtdışı hedeflerime ulaşmanın ilk adımını atmak istemiştim ve benim için gerçekten bu konuda çok başarılı olmuş bir proje oldu. Kesinlikle devamı gelecek, hem de çok yakında.

Karnaval albümünde ise parçaları popüler olmuş ve latin müziğe uyarlanabilecek melodik yapıya sahip olmaları nedeniyle seçtim. Gittiğim yerlerde hoşuma giden bir parça duyarsam hemen not alırım. Sonra o notların arasından elemeler yapıp stüdyoda çalışmaya başlarım. Demolar hazırlarım. Grubumuzdaki arkadaşlarım stüdyoya gelir ve onlarla çalışırız. Bu parçaların da hepsi bu şekilde ortaya çıktı.

Cenk Erdem: Albümünüzde Deniz Seki, Işın Karaca gibi Türk pop müziğinin ünlü sesleri var; peki sizin düzenlemelerinizle bir Türk pop şarkısını Latin bir yıldız okuyacak olsaydı; kimle çalışmak isterdiniz?

Emir Ersoy: Tabii ki size 3 isim verebilirim: Marc Anthony, Isaac Delgado ve Ruben Blades. Gönül ister ki 3 Türk parçasını da İspanyolcaya çevirip bu üçlüye söyletebileyim.

Cenk Erdem: Daha önce Suzan Kardeş’in albümünde de şarkı söyleyen ünlü oyuncu Özgü Namal da sizin albümünüzde de bir şarkı söylüyor; peki bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Emir Ersoy: Evet. Ben bilmiyordum açıkçası. Bir arkadaş ortamında sohbet ederken şarkı söylediğini öğrendim.Hatta ilk başta benle şakalaşıyorlar sandım. Sonra Youtube`dan bi baktım gerçekten de kendi filmlerinde de söylediği şarkıları kendi seslendiriyormuş. Hatta Suzan Kardeş’in albümünde de bir parça söylemiş. Sonra ben ısrar ettim birazcık. Bir parça seçtik. Onun demosunu hazırladım. Özgü’de çok sevdi fakat telif problemleri yüzünden parçayı kullanamadık. Parça yabancı kökenliydi. Buradaki hak sahibi firma ile Türkçe sözlerini yazan söz yazarı arasındaki problemden ötürü şarkı kullanılamıyormuş, yazık. Nice böyle parçalar var bu yüzden kullanılamayan. Sonra “Hele Bi Gel” adlı parçanın latin versiyonunu yaptım. Tesadüf bu ki Özgü bu parçayı zaten çooook severmiş. Stüdyoya geldi, çalıştık ve kaydettik. O kadar güzel , o kadar içten söyledi ki... Gerçekten o samimiyeti albüme de yansıdı.

Cenk Erdem: Perküsyonda Aleixi Contreras ve basta Andres Rabelo Macisa eşlik edince albüm tam Latin albümü oluyor; peki sizce albümde en eğlenceli Latin düzenlemesi hangisi oldu?

Emir Ersoy: Aleixi ve Andres olmasaydı yarım olacaktı diyorsun; şaka bir yana ben bas notasından, perküsyoncuların çaldığı cowbell ‘e kadar en ufak tüm aletlerin notasını yazar ve öyle çalmalarını isterim ki bu müzik gerçek anlamıyla ortaya çıksın. Bizim yaptığımız müzikte nefes alsanız notası vardır ama sadece notayı çalarsanız hiç birşey yapamazsınız. Hissederek çalmanız lazım. O yüzden bu kadar geniş bir spektruma yayılır ve bu kadar çok enstrüman çalarken kimse rahatsız olmaz dinlerken. En eğlenceli değil de latin normlarındaki en güzel düzenleme hangisi derseniz; Hiç Bana Sordun mu?, Aşk, Sil Baştan, Sen miydin? Cumhuriyet derim. Bu düzenlemeler gerçekten dünya standartlarında.

Cenk Erdem: Emel Sayın’la yaptığım bir röportajda pop şarkıları arasında en çok  Şebnem Ferah’ın Sil Baştan şarkısını söylemek isterdim demişti; siz Şebnem Ferah’ın şarkısını nasıl aldınız?

Emir Ersoy: Ben Şebnem Ferah’ı şahsen tanımıyordum. Kenan’a (doğulu) rica ettim. O aracı oldu. Sonra mail ile kendisine parçanın demosunu gönderdim ve çok beğendi. Kullanmama izin verdi. Bu arada Şebnem yurtdışında olduğu için biraz geç iletişim kurabildik ama değdi. Bu arada Emel hanımın bu şarkıyı sevdiğini bilseydim O’nun söylemesini rica ederdim. Enteresan bir çalışma ortaya çıkabilirdi.

Cenk Erdem: İspanyol flamenko caz yıldızı Buika ile çalışırken ünlü Kübalı Latin caz piyanisti Chucho Valdes’e de hayran olmuştum; peki siz bir piyanist olarak en çok kimlerden ilham alıyorsunuz?

Emir Ersoy: Benim de favorilerimin başında gelir zaten Chucho Valdes ve Michel Camilo. Bu iki piyanist benim bu müziğe yönelip ilerlememde bana rol model olmuşlardır. 2000 senesi itibariyle hem Michel Camilo hem de Chucho Valdes ile tanışıp arkadaş olma firsatını yakaladım. Ayrica Eddie Palmieri, Gonzalo Rubalcaba ve Papa Luca da vazgeçilmezlerimdendir. Bu arada Eddie Palmieri ile ilgili küçük bir anım var. Benim beraber çalıştığım davulcu bir arkadaşım aynı zamanda Eddie Palmieri ile çalıyor; Horacio El Negro Hernandez. İstanbul’a geldiğinde bana “Emir, bana albümünü ver, haftaya Eddie ile çalacağız O’na vermek istiyorum” dedi. CD’yi verdim ama bir de “böyle olmaz lütfen Eddie için birşeyler yaz ve imzala” dedi. Çok tuhaf ve güzel bir histi benim için. Örnek aldığınız, yıllarca izlediğiniz bir piyaniste kendi albümünüzü imzalayarak vermek. Neyse, ne yazabilirdim ki? Aklıma gelen birşeyi yazdım. Bir hafta sonra Eddie ve Horacio beni aradı. İkisi de gülmekten konuşamıyorlardı.Yazdığım not Eddie’nin çok hoşuna gitmiş; “eminim ki ileride iyi bir piyanist olacaksın”…

Cenk Erdem: Sahnede yıllar önce Ajda sizin düzenlemenizle “Her yaşın ayrı bir güzelliği var “şarkısını ilk kez okuduğunda izleyiciler arasındaydım ve bir dinleyici olarak keşke başka şarkılara da böyle düzenlemeler yapsa demiştim; siz en çok hangi Ajda şarkılarına Latin havası yakıştırıyorsunuz?

Emir Ersoy: Bence Ajda Pekkan’ın seslendirdiği parçaların çoğu latin müziğe rahatlıkla uyarlanabilir. Mesela “Eline Yüzüne ve Ah ne Varsa Bende Var” şu an için bende hazır :)

Cenk Erdem: Karnaval yepyeni bir proje; bir yandan üzerinde çalışmayı sürdürdüğünüz yeni projeler de var mı?

Emir Ersoy: Evet daha çok yeni “Karnaval”! Aynı zamanda benim “Senfonik Salsa” projem var. Onu devam ettiriyorum. Şu ana kadar Orchestra Sion, Bursa ve Antalya Devlet Senfoni Orkestraları ile bu projemi gerçekleştirdim. Şimdi Çukurova, İstanbul ve İzmir devlet senfoni orkestraları ile yapacağız. Sonra da yurtdışındaki senfonilerle bu projeyi yapmak istiyorum. Bence dünyanın en keyifli projelerinden biri...

Cenk Erdem: Babanız Metin Ersoy’la da sizinle de gerçek orkestralardan bahsediyoruz; peki bir müzisyen olarak dijital işler içinde de hoşunuza giden prodüksiyonlar olmuyor mu?

Emir Ersoy: Olmaz olur mu hiç. Daha önce de söylediğim gibi içinde gerçekten güzel müzikal değerler barındıran tüm parçaları / prodüksiyonları keyifle dinliyorum. Zaten artık zaman dijital ve akustik müziklerin karışımını gerektiriyor bence.. Bunu güzelce başarabilenlerin günümüzde kalıcı olacağına inanıyorum.

Cenk Erdem: Uzun zamanlar sahne üzerinde İspanyolca Küba parçalarını söyleyen kalabalık bir Latin topluluğunuz vardı; peki Latin müziklerinden bu kadar ilham alırken; Latin ülkelerinden nereleri gezdiniz; gördünüz ve sevdiniz?

Emir Ersoy: Aslında henüz hiçbir latin ülkesini gezmedim ama çok fazla Kübalı-Kolombiyalı-Porto Rikolu-Perulu müzisyen arkadaşım var. Uzun yıllardır Türkiye’de yasayanlar da var aralarında... Benim şansım bu insanlarla arkadaş olabilmem ve onlarla beraber müzik yapabilmem oldu. Yoksa şu an bildiklerimin birçoğunu henüz öğrenememiş bile olabilirdim. Ama ilk fırsatta latin ülkelerini gezmeye gitmeyi planlıyorum.

Cenk Erdem
http://twitter.com/#!/thecenkerdem

Cazkolik.com / 11 Ekim 2012, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN