Ülkemize gelen yüzlerce şarkıcı arasında bizlerle en çok gönül bağı kuran, yurtdışındaki röportajlarında Türkiye`yi öve öve bitiremeyen İspanyol diva Monica Molina çıkardığı tüm albümleri ile Türkiye`de büyük satış rakamlarına ulaşmaya devam ediyor. Biletleri haftalar öncesi tükenen konserleriyle büyük bir hayran kitlesi kazanan yıldız 27 Şubat’ta Cemal Reşit Rey’de İstanbul’da yeni şarkılarıyla bir konser vermek üzere Türkiye’de. Efsanevi copla şarkıcısı babası Antonio Molina’nın şarkılarını yeniden yorumladığı son albümü Mar Blanca ülkemizde de Sony Music etiketiyle konser günü piyasaya çıkıyor.
Monica Molina 6. stüdyo albümü Mar Blanca’nın yepyeni şarkılarının Türkiye prömiyerini yaparken, yine birbirinden güzel aşk şarkıları ile Cemal Reşit Rey sahnesinde olacak. Monica Molina’nın “Oh amores”, “Pequano Fado”, “A Paso Lento” gibi romantik şarkıları Türkiye’de de çok seviliyor.
Cenk Erdem
http://twitter.com/#!/thecenkerdem
Monica Molina yeni albümünde efsanevi Copla
şarkıcısı babası Antonio Molina`nın şarkılarını
söylüyor...
Cenk Erdem: Türkiye’de en çok satan şarkıcılardan biri haline geldiniz; sizce neden bu kadar çok seviliyorsunuz?
Monica Molina: Bu müziğin sihri, hangi dilde söylediğiniz hiç önemli olmuyor, müziğin geçirdiği tüm duyguları herkes alabiliyor. Her defasında çok güzel birer deneyim oldu ve izleyiciyi hayal ettiğimden daha yakın hissettim. İzleyici hep sıcaktı ve bana hep kendimi evimde gibi hissettirdi. Olağanüstü bir sıcaklık yakaladık ve devam ediyor.
Cenk Erdem: Türkiye’de birçok konser verdiniz peki Türkiye’deki müzik dinleyicisini nasıl tarif edersiniz?
Monca Molina: Türkiye`deki izleyici çok sıcak ve bana kendimi evimde hissettiriyor. Müziğin güzelliği belli duyguları, hisleri, hangi dilde olursa olsun aktarıyor. Türk dinleyicisinin albümlerimi sevdiğini biliyorum, bu yüzden ben de onlara daha çok sürprizler planlıyorum.
Cenk Erdem: 1989`da yayınlanan ilk albümünüzden bugüne kadar, 20 yılı aşkın bir süredir aşk şarkıları söylüyorsunuz, peki bir şarkıcı olarak hala keşifleriniz de oluyor mu???
Monica Molina: Aşikar ki yıllar insana pek çok şey öğretiyor, seni olgunlaştırıyor, büyütüyor. Ancak sadece sıkı bir çalışmayla ve deneyimle öğreniliyor, kendimi daha iyi tanıyorum, her zaman kendim hakkında yeni şeyler keşfetmeye de devam ediyorum.?
Cenk Erdem: Starlığınız kardeşiniz Noel Molina ve Paco Ortega `yla prodüktörleriniz ve şarkı yazarlarınız olarak neredeyse bütünleşti, işbirliğiniz nasıl bir noktaya geldi???
Monica Molina: Kardeşimle işbirliği tüm albümlerimde var, gerçekten “biriz”, ve bu başlangıçtan beri niyet ettiğimiz. Albümlerimiz arasındaki farklılıklar çok ince farklılıklar. Aynı ruhu ve özü devam ettiriyoruz. Şarkılarımız, pozitif, ışık dolu ve herkese iyi hissettirecek şarkılar.
Cenk Erdem: Babanız Antonio Molina’nın şarkılarıyla yeni albümünüz “Mar Blanca” için neler söylersiniz?
Monica Molina: Babamın şarkıları çok ağır şarkılar hepsi çok güzel ama o kadar çok özen gösterdik ki. Kızı olarak ben özen gösterirken kardeşim Noel albümün prodüktörü olarak benden daha da fazla özenli davrandı.. Bu albüm bizim için çok değerli bir albüm çünkü çok güçlü şarkılar var.
Cenk Erdem Cazkolik.com / 27 Şubat 2013, Çarşamba
http://twitter.com/#!/thecenkerdem
"Babamın anısına ve ondan kazandıklarımıza küçük bir jest” olarak özetlediği yeni albümüyle Monica Molina, "sanatsal düzeyde, bir babanın çocukları için babalarının şarkılarını yorumlamak, hele İspanyol kültürünün ve müzik tarihinin önemli bir parçası olan şarkılarını yorumlamak hiç kolay olamazdı" diye ekliyor.
1950’ler ve 60’larda, Antonio Molina’nın Soy Minero, Adiós a España ve Cocinero Cocinero, gibi şarkılarla İspanyol halkının yaşamlarının bir parçası olduğunun bilinciyle çok özenli bir albüm ortaya çıkardıklarını belirtiyor. Albümün prodüktör, müzik direktörü ve süpervizör koltuğuna da kardeşi Noel Molina oturuyor.
"İlk anda böyle bir albüm kaydetme fikrine tepkim, babamın şanına olan saygımdan ötürü reddetmek oldu”, itirafında bulunan Monica, bazı fikirler ortaya çıkmaya başlayıp, kayıtlar aldıklarında, bu projenin bir delilik olmadığını, kendi yorumumuzla tarihin bir parçası olan bazı şarkıları daha genç dinleyicilere kazandırarak yine kendi biçimimizde bazı şarkılara hayat verebileceğimizi düşündük, diye belirtiyor.
Mar Blanca albümünün zarif, ve saygı dolu bir albüm olduğunu düşünen Monica’nın sesi ve Noel’in müzikal dokunuşları sanatçıyı haklı kılıyor ve Antonio Molina’nın içten ve ince şarkıları layığını buluyor. “Babamın orijinal kayıtları harika düzenlemelerle nefis şarkılar ve bu yüzden yeniden yaratmak gibi bir çaba içine girmedik” açıklamasını yapan sanatçı, "böylesine güzel şarkılara eklenebilecek bir yenilik olamazdı” diyor.
"Şarkıların müzikal ve duygusal hafızamızda bıraktıklarının izini sürerek, akustik bir sound ile yeniden kaydettik ve oldukça basit ve içten bir kayıt yakaladık.” diye ekliyor.
Monica Molina’ya babasının şarkılarını kaydederken, tam o kırmızı ışıkta kayıtlar yapılırken neler hissettiği sorulduğunda, kırmızı ışıkla beraber, tüm anılar ve duygular canlandırıyordu, ifadesiyle duygularını anlatıyor.
“İlk kayıtlarda boğazımda düğüm oluyordu, babama her zaman bir insan olarak, bir ebeveyn olarak ve bir sanatçı olarak hayranlık duyardım”, demeyi de ihmal etmeyen Molina, şarkılarını söylerken, duygularının çok güçlü olduğunu ve hatıralarının canlandığını da itiraf ediyor. Monica Molina albümde aşağıdaki şarkıları yeniden yorumluyor:
Mar blanca
Adiós a España
Caminito del olvido
Soy minero
Yo quiero vivir contigo
Cocinero, cocinero
María de los Remedios
Soy del norte
Adiós lucerito mío
Nana
Mar blanca, ile açılan albüm, bolero - habanera tarzında belli bir melankoli ve caz tonuyla başlıyor ve müziğe Antonio Serrano`nın uyumluğu eşliği de ayrı bir hüzün katıyor. Adiós a España, Antonio Molina’nın unutulmaz İspanyol klasiklerinden biri ve akordiyonla çok sıcak ve samimi bir hava veriyor.
Caminito del olvido parçasının zarifliği ve flamenko girişi gitarist José Antonio Rodríguez ile sofistike akustik bir lezzet sunuyor ve rumba finali yapıyor.
Soy minero, Antonio Molina`nın bir başka büyük hiti ve 50’lerin, 60’ların İspanyol radyolarının duygusunu sunuyor. Yo quiero vivir contigo aynı şekilde Monica’nın babasının şarkılarına yumuşak dokunuşlarını hissettiriyor. Cocinero, cocinero (yine büyük bir Antonio Molina imzası) ise büyük bir Molina hiti olarak latin tatlar veriyor. Küba, Latin caz müziklerine götürüyor.
Soy del norte caz dokunuşlarıyla, Adiós lucerito mío Havana soundu ile, Nana ise piyano eşliğinde saf duygularla albümü zenginleştiriyor.
“Mar blanca, Caminito del olvido, Yo quiero vivir contigo” gibi şarkıların çocukluk anılarında olduğunu ve o şarkılarla büyüdüklerini, Adios Espana, Soy minero, Cocinero gibi şarkıları da ikonlaşan babalarının tarihin parçası haline gelen şarkıları olarak repertuvarlarına kattıklarının altını çiziyor.
Albümdeki tüm şarkılar Molina’nın 1950’ler boyunca kaydettiği şarkılar ve Perelló, Garcia Morcillo, Mostazo, Del Val, Montorio, Martinez Pinto, Del Valle, Azagra gibi ünlü şarkı yazarlarına ait. Albümdeki adaptasyonların sorumluluğunu Noel Molina alıyor. Kayıtlarda hepsi alanlarında usta müzisyenlerle, Antonio Serrano (mızıka), Pedro Javier Gonzalez (flamenko gitar), Noel Molina (İspanyol ve akustik gitar), Yelsy Hustikeredia (bas), Isidro Suarez (perküsyon), David Moreira (keman) Luis Guerra (piyano), Cuco Pérez (akordiyon), Michael Olivera (davul), Jose Antonio Rodriguez (flamenko gitar), Sabu Porrina (cajon), Joaco Asumendi (çello) ve Toni Garcia (piyano) yer alıyor.
* * *
Mar blanca Monica Molina’nın 6. stüdyo albümü ve Sony Music etiketiyle ilk albümü oluyor. 1999’da Tu despedida albümüyle başlayan ve 2001’de Latin Grammy adayı Vuela ile devam eden, De cal y arena (2003), A vida (2006) albümleriyle süren, ilk toplama albümü Autorretrato (2007) ile çıkışına devam eden Molina, İspanyol müziğinin altın ve platin plak satışlarını geride bırakan, en ünlü isimlerinden biri olarak anılıyor. Monica’nın oynadığı La mitad del cielo (Manuel Gutierrez Aragon), El viaje a ninguna parte (Fernando Fernan Gomez), La ardilla roja (Julio Medem), Belmonte (Juan Sebastian Bollaín) ve Así en el cielo como en la tierra (José Luis Cuerda) gibi filmler de oyunculuk kariyerinin bir parçası.
Cazkolik.com / 27 Şubat 2013, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.