Zuhal Focan genç caz müzisyenleriyle yaptığı söyleşiler serisinin yeni ismi Çağdaş Oruç. Genç müzisyen sevgili Focan?a kendisi ile ilgili herşeyi anlatırken bir yandan da caz ile ilgili düşüncelerini de okurlarla paylaşıyor.

Zuhal Focan genç caz müzisyenleriyle yaptığı söyleşiler serisinin yeni ismi Çağdaş Oruç. Genç müzisyen sevgili Focan?a kendisi ile ilgili herşeyi anlatırken bir yandan da caz ile ilgili düşüncelerini de okurlarla paylaşıyor.

(Bu yazıya ait okunma rakamları 14 Şubat 2011 tarihinden sonrasına aittir.)


Zuhal Focan: Çağdaş Oruç kimdir?

Çağdaş Oruç: 1982 yılında Çorlu’da doğdum. İlk ve orta okulu Lüleburgaz’da okuduktan sonra müzik eğitimi için İstanbul’a geldim. Müzik eğitimini İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, sonrasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde tamamladım. Başta Ricky Ford olmak üzere Lawrence (Butch) Morris, Donovan Mixon, Ali Perret, Kamil Özler, Raci Pişmişoğlu, Selen Gülün, Cengiz Baysal, İmer Demirer ve Onur Türkmen’den müzik dersleri aldım.

Lawrence (Butch) Morris Orkestrası, Monofoniks, Okay Temiz Oriental Wind, Okay Temiz Ritm Atölyesi, Ricky Ford Orkestrası ve Aşkın Arsunan Blueprint Project’in de dahil olduğu pekçok caz, pop, rock ve etnik müzik grubunda yer aldım. Brezilya’da Akdeniz Ülkeleri Festivali, İstanbul’da İstanbul Caz Festivali, Garanti Caz Yeşili, İzmir Caz Festivali, İzmir Müzik Festivali, Ankara Caz Festivali, Afyon Caz Festivali, Fransa’da Valde jazz Festival ve Archipel Caz Festival’de yer aldım. Trilok Gurtu, Ricky Ford, Lawrence (Butch) Morris, Lenard Aberg, Okay Temiz, Aşkın Arsunan, Volkan Öktem, Cengiz Baysal, Turgut Alp Bekoğlu, Eylem Pelit, Şenova Ülker, İmer Demirer, Önder Focan, Çağrı Sertel, Tunç Çakır, Ferit Odman, Ercüment Vural, Erhan Seçkin gibi pekçok müzisyenle aynı sahneyi paylaştım.Zuhal Focan: Kayıt yapmak gibi bir isteğin, projen var mı?

Çağdaş Oruç: Aslında üç farklı proje hazır. Bunlardan birisi Türkiye’de pek çalınmayan eski ve yeni caz parçalarının tenor saksofon, soprano saksofon, trompet, trombon, bas, davul ve piyano için düzenlediğim hallerinden oluşuyor. İkinci proje tamamen bana ait kompozisyonların bas, davul, piyano ve saksofon için düzenlenmiş halleri. Bu projeyi en kısa zamanda kayıt etmeyi de istiyorum. Üçüncü proje ise pek ele alınmamış olan Trakya Türkülerinin saksofon ile yorumlanması. Ama akla geldiği gibi bir türkü projesi değil. Daha çok ’Türküleri ben olsam böyle dinlemek isterdim’ fikrinden yola çıkarak düzenlediğim bir proje. Bu projeyi de yakın zamanda kayıt etmek istiyorum. Bunun dışında bir de tamamen doğaçlama üzerine bi solo saksofon albümü kayıt etmek gibi bir planım var.

Zuhal Focan: Genelde (Türkiye’de ve dünyada) caza nasıl bir gelecek öngörüyorsun?

Çağdaş Oruç: Bence caz dünyada (özellikle Avrupa’da) büyük bir kitleye hitap ediyor. İnsanlar git gide daha çok ilgileniyorlar bu müzikle. Bunun sebebi bence cazın yaşayan bir müzik olması. Giderek şekil değiştirmesi. Her geçen gün içine yeni stiller ve enstrümanlar katması. Bugün caza baktığımızda Afrika’da tarlalarda çalışan insanların icra ettiği ’Work Songs’ ve kiliselerde icra edilen ’Negro Spirituals’den de sesler duyuyoruz. Amerika’daki ilk halleri ’ragtime’ ve ’blues’dan da sesler duyuyoruz. Avrupa’ya ilk girdiği günlerdeki Avrupa halk ezgilerinden de birşeyler duyuyoruz. Bunlarla beraber tarih boyunca ve günümüzde var olan geleneksel, modern, deneysel çalışmış olan bütün besteci, aranjör ve icracıların kattıkları cazın içinde yaşıyor. Böylece caz tüm dünyada giderek daha çok insana hitap ediyor. Bu da bence cazın geleceğini parlak kılıyor. Türkiye’ye bakarsak işler biraz değişiyor. Ülkemizde insanlar sadece sunulanı almakla yetiniyorlar bence. Bu durumda tabi sunabilecek kişilerin birikimi ve bakış açıları giriyor devreye. Caz Türkiye’de çok az kişinin misyon edindiği bir müzik tarzı. Giderek bu insanların sayısı artsa da gene de yakın gelecekte tatmin edici bir sonuca varılacağını düşünmüyorum. Zaten Türkiye genelindeki caz kulüplerinin, dergilerinin, TV programlarının, konserlerinin sayısına bakıldığında herşey ortaya çıkıyor. Ama Türk dinleyicisi bence cazdan keyif alıyor. Sunulduğu yerde caza kötü tepki verildiğini hiç görmedim. Hatta dinleyici ve icracı olarak bulunduğum halk konserlerinde insanların durup büyük bir ilgiyle dinlediklerine şahit oldum. Bence cazın önü kapatılmazsa ve insanlara daha fazla sunulursa Türkiye’de ciddi bir dinleyici potansiyeli var ve çok güzel yerlere gelebilir.

Zuhal Focan: Senden sonra yetişen gençlere söylemek istediklerin?

Çağdaş Oruç: Gerçi kendimi gençlere öğüt verebilecek yaşta hissetmiyorum ama yaşadıklarıma dayanarak cazın yaşayan bir müzik olduğunu ve tek başına olmadığını hatırlatmak isterim. Çok yönlü olmak ve bütün fikirleri dinleyip değerlendirmek ve hatta uygulamak bence caz müzisyenini besleyen şeyler. Özetle ne tarz olursa olsun dinlemek ve çalmak lazım bence.

Müzikle kalın...

Zuhal Focan
29 Mart 2010, Pazartesi
focan@nardisjazz.com

Cazkolik.com

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Zuhal Focan

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.