Korona salgını müzik sektöründe en çok ABD'li caz efsanelerini vurdu

Hayatın doğal yollardan on yıllar içinde yapacağını korona virüsü 2 ayda yaptı. Özellikle ABD'nin bu süreçten ağır şekilde etkileneceği tahmin ediliyordu ama salgının cazın anavatanında yaşayan efsanevi müzisyenlere bu kadar acımasız davranacağını tahmin etmedik. Mart başından bu yana kaçıncı caz müzisyeni saymayı bıraktım artık. Son haber 84 yaşındaki Henry Grimes oldu. Bu kadar çok müzisyenin etkilenmesinin ardındaki sebebin araştırılması lazım, tamam, çoğu ileri yaşta ama imkansızlıkla ilgili başka sebepler de olmalı. Caz tarihinin kendi nesli ve öncekilerin çoğuyla çalmış -Türkiye'ye de geldi- Grimes kontrbastaki yetkinliğine rağmen oldukça değişik bir kişilikti. 1960'ların sonunda kontrbasını kırıp izini kaybettirerek ortadan kaybolmuş kimse ondan yıllarca haber almamış, herkes öldüğünü düşünmüştü ama yaşıyordu. İkibinlerde kiralık bir oda tutmuştu, kirasını karşılamak için olmadık işler yapıyordu. William Parker ona yeni bir kontrbas alınca 2003 yılında bir caz festivalinde yeniden geri döndü. Tutkuyla çalıyordu. Devamında pek boş kalmadı. Marc Ribot, John Zorn, Nels Cline, Matana Robers gibi daha gençlerle sık sık sahnedeydi. Yukardaki video Henry Grimes'dan kalan az sayıdaki materyalden Sonny Rollins ile olan kaydıdır.

Cazkolik.com / 18 Nisan 2020, Cumartesi

Louis Armstrong Vakfı'ndan caz müzisyenlerine 1 milyon $ destek

Louis Armstrong Eğitim Vakfı, koronavirüs salgını sırasında New York'lu caz müzisyenlerini desteklemek amacıyla 1 milyon dolarlık "Louis Armstrong Caz Müzisyenleri Acil Durum Fonu" oluşturduklarını açıkladı. Fon, konserleri, turları, gösterileri salgın nedeniyle iptal edilerek gelirlerini kaybeden müzisyenlere finansal destek sağlamayı amaçlıyor. Fon, New York bölgesinde yaşayan ve New York'un beş ilçesinde düzenli çalışan caz müzisyenlerine bir defalık 1.000 $ bağış verecek. "Vakıf, caz ekosistemi tamamen kapatıldı, caz topluluğu harab oldu. Kaybın bir kısmını hafifletmek ve ihtiyaç duyan nitelikli müzisyenlere yardımcı olmayı istiyor" diyor Lincoln Jazz Center. Kurumumuz için oldukça büyük bir fon olmasına rağmen, 'Pops' (Louis Armstrong)'un hayatta olsaydı yapacağını bildiğimiz şeyi yapıyoruz; ve bireyleri, vakıfları ve diğer organizasyonları bu yetersiz hizmet alan toplumu desteklemede bize katılmaya davet ediyoruz diye devam ediyorlar açıklamasında. Müzisyenler louisarmstrongfoundation.org adresinden Pazartesi akşamına kadar başvuru yapabilir. 1969 yılında Louis ve Lucille Armstrong tarafından kurulan vakıf caz müzisyenlerini, eğitimcileri ve öğrencileri destekliyor.

Cazkolik.com / 17 Nisan 2020, Cuma

Fender yeni elektrikli caz gitarını duyurdu

Gitar dünyasının fenomen markası Fender sadece gitar üreticisi değil statü sembolü kült bir marka aynı zamanda. Bu önemli marka dün Parallel Universe Volume II serisi adını verdiği türün ilk ürünü Jazz Strat elektrikli gitarını duyurdu. Şirket yaptığı açıklamada klasik Fender tasarımlarını birleştiren büyüleyici yeni gitarlar yaratmak istediğini belirtmiş. Yeni gitarın tasarımında Stratacoaster gitarın konturlu gövde ve boyun kısmından faydalanmış. Lake kaplamalı kızılağaç gövdeye ve akçağaç boyna sahip gitar köprü ve boynunda yeniden düzenlenen bir Amerikan vintage tek bobinli Jazzmaster manyetikler kullanılmış. Ses seviyesi ve ton düğmeleri 3 konumlu geçişle kontrollenmiş yeni gitarın imalatında. Bunlar teknik bilgiler esas olarak gitar profesyonellerinin yeni tasarımı kullandıktan sonra ne düşünecekleri önemli tabi.

Cazkolik.com / 17 Nisan 2020, Cuma

Normalleşmeye çalışan Çin'den ilk caz haberleri

Şangaylı caz yazarı Jiaowei Hu

Salgından ilk etkilenen Çin oldu ama aldıkları yoğun tedbirlerle kısa zamanda atlatmayı başardılar. Caz tarihinin ilk döneminden itibaren özellikle Şangay doğuda cazın yoğun yaşandığı şehirlerdendi. Salgın öncesi de öyleydi ve salgından dünyada ilk etkilenen şehir oldu. Geri dönüşün başlamasıyla Şangay'da ilk caz hareketleri görülmeye yakın. Caz yazarı Jiaowei Hu verdiği bilgilerle canlanmanın ilk etkilerini anlatmış. Salgın hepimizi hazırlıksız yakaladı diyor. Biz de Wuhan'da neler olup bittiğini anlamaya çalışıyorduk. Sonra şehrin kapatıldığını duyduk, zaten o günlerde çoğumuz maske takmaya başlamıştı. Durum ciddiydi. Şangay'ın yerel caz dünyası hemen etkilendi, kimse aç kalmadı elbette, kimi özel ders veriyordu, kimi konservatuvarda hocaydı, bir şekilde idare edildi. İlk kapanan JZ Club oldu, ardından Lincoln Center Shanghai, Blue Note China gibi klüpler birbiri ardına kapandı. Hayat durmuştu. Trafiği önlemek için bazı köylerin çıkış yollarını kepçelerle derin kazdıklarını duyuyorduk. Şangay'da sokağa çıkma yasaklanmadı ama herkes çok dikkatliydi. Şimdilerde normale dönmeye çalışıyoruz. Şangaylı caz kurumları normale dönmeyi geciktirmeyecek gibi görünüyor ve belli ki dünyadaki müzisyenler için şehir ilk alternatif olmaya aday. Henüz konserlerin başladığını söyleyemeyiz ama ilk aday olabiliriz. Şehirde AVM'ler dahil pek çok mekân girişlere dijital ateş ölçüm cihazları yerleştirdi, muhtemelen küçük işletmeler dahi böyle önlemler almaya başlayacak. Canlı müzik dünyasına bıraktığımız yerden nasıl devam edeceğiz sorusunun cevabını hâlâ bilmiyoruz ama geri sayıma başlamak yakın olabilir.

Cazkolik.com / 15 Nisan 2020, Çarşamba

Harika çocuktan izolasyon valsi



9 yaşındaki harika çocuk piyanist ve besteci Stelios Kerasidis geçen hafta Youtube'da Covid 19 salgını yüzünden acı çekenler ve karantinada yaşayanlar için bestelediği müziğini yayınladı. Yayınladığı andan itibaren Youtube'da viral hale gelen beste o yaşta bir çocuğa göre oldukça üstün bir çalışma. Kaydını yayınlarkan 'Hey millet, ben Stelios, Yunanistan'da yaşıyorum, son günlerde kendimi evde tecrit ettim, biraz daha sabırlı olalım, yakında yeniden denizde yüzmeye başlayacağız, şimdi size kendime ait bir müziği ithaf ediyorum' diyerek duyurdu.

Cazkolik.com / 13 Nisan 2020, Salı

Deli gibi bir sonbahar olacak

İçinde bulunduğumuz duruma bir de bu açıdan bakalım... Yaşadığımız günler tümüyle kayıp. Bahar ayları gitti bile, yaza dair umutluyduk ama ufaktan yaz da kayboluyor. Sektördeki duruma bakıyorum, sadece Türkiye değil dünyada da öyle görünüyor ki işler iyice sarpa sarmazsa çok acayip bir sonbahar olacak. Dün, ABD medyasından böyle haberler üstüste geliyordu ki ABD’nin yaz festivalleri önemlidir, Avrupa da öyle, çoğu organizasyon iptal etmek yerine şimdilik ertelemeyi seçiyor ve bence doğrusu bu, belirsizlik halen hüküm sürse de umudu diri tutmakta fayda var ayrıca yapılmış sayısız anlaşma, sponsorluklar vs. var, erteleme şu an en iyi çözüm. Bizim festivallerimiz de sanırım bu yöntemi tercih edecek, ha, bu seneye mahsus yazın en sıcak günlerinde de festivaller olabilir, bence mahsuru yok. Son gelen haber Türkiye’nin en köklü festivali İKSV’nin 48. İstanbul Müzik Festivali eylül ayına ertelendi bilgisi oldu.2-25 Haziran tarihleri arası planlanan festival bu yıl Beethoven’ın doğumunun 250. Senesi nedeniyle “Beethoven’ın Aydınlık Dünyası” adını taşıyordu. Bu arada, bütün dünyada Beethoven’ın 250. senesi kutlamaları da güme gitmiş oldu. Festivaller harıl harıl ileriki tarihlerin uygunluğunu araştırıyordur, geleneksel olarak takipçilerini adapte etmeleri kolay olmayacak ama biz de müzikseverler olarak vazgeçecek değiliz. Desteklemeye hazırız, yeter ki festivaller iptal edilmesin, ertelensin razıyız.

Cazkolik.com / 14 Nisan 2020, Salı

Bir fetiş nesnesi olarak yeni iPad

Ben şahsen ta en başından beri bir Mac kullanıcısıyım hem de ilk nesil kullanıcı. 1980'lerin sonunda ilk Mac'ler Türkiye'de yavaş yavaş görünmeye başlamıştı, o sıralar bir reklam ajansında çalışıyorum, artık hayatta olmayan bir abimiz rapidosuz çizim yapabiliyorsun diyordu hayretler içinde. Gel zaman git zaman hayatımıza, özellikle bizimki gibi işler yapanların hayatına öyle hızlı girdi ki o gün bugün 30 yıldan fazladır Mac'çiyim. Bunu niye söylüyorum, bugün sabah mail kutusunda yeni iPad Pro'nun tanıtımını gördüm, allahı var bu firma tanıtımlarını cihazları kadar kaliteli yapıyor. Tipik bir masaüstü kullanıcıyım, tablet olayına başından beri ısınamadım ama bu yeni cihaz öyle tasarlanmış ki emin olun niye Apple sorusunun cevabını veriyor, ha, diğer markalar vermiyor mu, eminim onlar da veriyordur ama sanki yine de Apple başka ya da ben iflah olmaz bir Mac'çi olduğum için öyle düşünüyorum. Firma cihazı bir çeşit giysi gibi, elin kolun gibi tasarlamış ve bazı akıllı uygulamaları birkaç nesil sonra bedeninle bütünleşecek gibi görünüyor. İşin bu kısmı ürkütmüyor değil, zaten slogan olarak 'bir sonraki bilgisayarınız bir bilgisayar olmayabilir' cümlesini kullanıyorlar, reklamın başından itibaren böyle düşünmeni sağlıyorlar. Bir türlü bırakamadığın sigara gibi. Hem sonunda dönüşeceğin şeyi düşünerek irkiliyor hem sunduğu rahatlık ve kolaylıktan vazgeçemiyorsun.  Öylesine dehşet ve pahalı bir fetiş nesnesi yarattılar. Bu kadar imrendikten sonra alacağımı sanmayın, bütçemin epey ötesinde bir fiyatı var ve dediğim gibi ne olursa olsun ben bir masaüstü kullanıcısıyım.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 13 Nisan 2020, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN