Müzik tarihinin en yetenekli ve yenilikçi müzisyenlerinden Stevie Wonder bugünlerde 71nci doğum gününü kutluyor (13 Mayıs 1950). Sanatçı, eşsiz yaşamında bir yaş daha almanın mutluluğunu yaşıyorken, yirmili yaşlarda düştüğü ölüm döşeğinde bir şarkısıyla kurduğu özel bağından bahsetmek isterim.
Yaşanan bu olay, 1970'li yıllarda, “Innervisions“ albümü döneminde Stevie'nin az kalsın hayatına mal olacak olan, hatta komada kalmasına yol açan talihsiz bir trafik kazasının ve müziğin iyileştirici gücünün hikâyesi.
Kazanın kısa süre öncesine, müzikte fırtına gibi esen bir Stevie Wonder’a gidelim.
Stevie'nin olgunluk dönemi
Stevie Wonder'ın 14 yaşında 'Little Stevie Wonder' olarak başladığı müzik kariyerini birçok döneme ayırmak mümkün ancak külliyatını biraz daha yakından takip edenler "kariyer zirvesi" veya "olgunluk dönemi" olarak nitelendirebilecekleri dört yıllık (1972-1976) “olağanüstü” bir süreç yaşandığını bilirler. "Classic Period" olarak sanatçının literatürüne de geçen bu zaman diliminde Stevie, dördü TONTO yapımcı ekibi (Robert Margouleff ve Malcolm Cecil) ile birlikte olmak üzere beş efsanevi albüme imza attı.
Bunlar sırasıyla:
- Music of the Mind (1972)
- Talking Book (1972)
- Innervisions (1973)
- Fulfillingness' First Finale (1974)
- Songs in the Key of Life (1976)
"Innervisions" sosyal farkındalık çıtasını yükseltiyor
70’li yıllardan başlayarak hem müzikal, hem karakter bakımından bilgi birikim ve özgüveni artan Stevie Wonder, toplumsal olaylara daha hassas bakmayı başarır, dinleyicisiyle günden güne daha da yakınlaşır.
Stevie Wonder‘ın 16. stüdyo albümü “Innervisions”, yorucu bir hazırlık evresi sonrasında Tamla Motown etiketiyle 3 Ağustos 1973 yılında müzikseverlerle buluştu. Wonder bu çalışmada, dönem itibariyle ülkesinde çokça karanlıkta kalan, hatta tabu olan temalara açıklık getiriyor. Siyaset ve siyasetçinin kirlisi, ırkçılık, ırklar arası çatışmalar, aşk ve sevgi, uyuşturucu kullanımı ve o güne kadar çalışmalarında hiç gündeme getirmediği dini meseleler albümü daha renkli kılıyor. Bu albüm için, Marvin Gaye’in “What’s Going On“ ile zirveye taşıdığı “müzikte sosyal farkındalık” çıtasını daha yükseğe taşıdığı da söylenebilir. “Higher Ground” başta olmak üzere, “Living For The City” ve “Don't You Worry 'bout a Thing” albümün lokomotif teklileridir.
Kaza geliyorum demez
6 Ağustos 1973’te, yani “Innervisions“ çıktıktan sadece 3 gün sonra yeğeni John Harris ve orkestrasıyla birlikte bir konserden dönen Stevie ağır bir trafik kazası geçirdi. Önlerinde seyreden kalas yüklü bir kamyonun ani fren yapması sonucu feci bir çarpışma gerçekleşti.
Çarpışma esnasında emniyet kemeri takılı ön koltukta uyuyan Stevie’nin alnına kamyondan kurtulup ön camı parçalayan bir kalas isabet etti. Aracı takip eden grup üyeleri onu hasarlı arabanın içerisinden ağır kanamalı olarak çıkartıp ve olay yerine gelen ambulansla hastaneye yetiştirdi.
Şoför, kazayı kırık ve sıyrıklarla atlatırken Stevie için sancılı bir hastane ve ölüm kalım süreci başlar.
Higher Ground’un yaşama döndüren etkisi
Stevie, kafatasında kırık, beyin sarsıntısı, çeşitli morarma ve eziklerle bir süre komada kalır. Annesi başta olmak üzere ailesi ve yakın dostları Kuzey Carolina Baptist Hastanesine sanatçının yardımına koşarlar. Hastane, müzisyen dostlarının ve hayran akınına uğrar.
Kazadan birkaç gün sonra sanatçının hayati fonksiyonları kritik durumdayken beklenmedik bir gelişme olur.
Stevie’nin basın ilişkilerini yürüten ve aynı zamanda konser menajerliğini yapan Ira Tucker hastaneye vardığında herkesi sessiz ve üzüntü içerisinde bulur. Tucker, en sevdiği enstrümanlardan klavinetini getirir ve dokunmasını sağlar. Ayrıca doktorlara Stevie’nin oldukça sesli müzik dinlediğinden bahseder ve “sesli” bir tedavi önerir. Zararı olmaz denir ve başarısız 1-2 denemeden sonra Ira, hastanın kulağına tüm gücüyle “Higher Ground” şarkısını söyler.
Kulağına söylenen bu “Higher Ground” parçasından bir süre sonra parmaklarını oynatan Stevie Wonder ardından ritme de uyarak bu kabustan uyanır. “Higher Ground” onu adeta tekrar hayata döndürmüştür!
Stevie Wonder kazadan 3 ay önce yazdığı bu şarkıyı New York Times gazetesine kaza sonrası bir söyleşide şöyle anlatır:
“Reenkarnasyona inanmak isterim. Başka bir hayat olduğuna inanmak isterim. Bazen bilincinizin bu dünyada ikinci kez gerçekleşebileceğini düşünüyorum. “Higher Ground”u kazadan önce yazdım. Bana birinin veya bir şeyin kendime çeki düzen verebilmem için birçok şeyin farkına varmam gerektiğini söylemiş olmalı. Bu, bana hayatımda bir şeyler yapmak veya daha fazlasını yapmak ve hayatta olduğum gerçeğini takdir etmek için verilen ikinci bir şans gibi.”
Stevie fiziksel olarak beklenenden daha hızlı düzelmeye başlar. Koku duyusunu kalıcı olarak kaybetmiş olsa da kademeli bir iyileşme gerçekleşmeye başlar.
Ağustos’un başında gerçekleşen bu ağır kazadan tam 1,5 ay sonra, Eylül’ün sonunda iki parça seslendirmek üzere bir Elton John konserinin onur konuğu olur!
Müziğin gerçek anlamda iyileştirici gücü bu olsa gerek. Ne dersiniz?
Nice yıllara Stevland Hardaway Morris!
Aykut Öger
Cazkolik.com / 18 Mayıs 2021, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.