Futbol özellikle erkekler için büyük bir tutku ama seveni kadar sevmeyeni de var. Müzisyenler de genel ortalamaya yakındır, seveni kadar sevmeyeni de vardır ama sevenlerin büyük birer futbol delisi olduğunu biliyoruz. BBC'nin klasik müzik dergisi Avrupa Futbol Şampiyonasının oynandığı günlerde yayınlanan sayısında futbol tutkunu 6 büyük besteciyi ve tuttukları takımı haber yaptı. Tam bu haberin yayına girdiği gece şampiyonanın yarı final maçı var ve İngiltere final biletini Danimarka'dan kapmaya çalışacak.

Gelin şimdi futbol delisi 6 besteci kimmiş bakalım.

Edward Elgar

(Wolverhampton Wanderers taraftarıydı)

Elgar'ın futbol sevgisi 1990'ların sonunda belgelenmiş ve üzerine yazılıp çizilmiş. İngiliz besteci 1898 yılında Wolverhampton Wanderers için bir de tezahürat yazmış. Tezahürat, Wolves'un forveti Billy Malpass'ın 'Banged the Leather for Goal'unu anlatıyormuş.

Wolves Elgar'ın tuttuğu takımdı. Kız arkadaşı Dora Penny ile Worcestershire'dan Wolverhampton'a bisikletle düzenli olarak maçları izlemeye gidermiş. Bu gidişler büyük bestecinin futbol tutkusu için miydi yoksa Dora'ya hava atmayı mı seviyordu onu bilemeyiz.

Dmitri Shostakovich

(Zenit Leningrad takımı taraftarıydı)

Shostakovich, gerçek bir futbol delisiydi, hatta, futbolu "kitlelerin balesi" olarak tanımladığında kesinlikle küçümseyici değildi.

Rus bestecinin arkadaşı Isaak Glikman'a yazdığı mektuplarda Zenit Leningrad'a sevgisini ne kadar ileri götürebileceğinin açıklayıcı ve çoğu zaman eğlenceli anlatıyordu. Hatta, futbolcuları evine davet eder, onları piyano çalardı.

1930'da, yozlaşmış bir Batı şehrinde maç yapan bir Sovyet takımı hakkında Altın Çağ isimli bir bale ile futbola olan tutkusunu müziğe dönüştürmüştü.

Mark-Anthony Turnage

(Arsenal taraftarıydı)

Günümüz bestecileri Michael Nyman (Queen's Park Rangers taraftarı), James MacMillan (Celtic taraftarı) ve Mark-Anthony Turnage (Arsenal taraftarı) muhtemelen ofsayt kuralını, 4-4-2 oyun taktiğini ve İtalyanların Catenaccio savunmasını en iyi bilen 3 kişidir.

Üçü de, Shostakovich gibi, müziklerinde futbola övgüde bulundu. Turnage ise futbol operası The Silver Tassie ve 1991 orkestra çalışması Momentum'daki 'Olé, Olé, Olé' çağrışlarını kullanmıştı.

Plácido Domingo

(Real Madrid taraftarı)

Paul Gascoigne'nin gözyaşları kadar The Three Tenors'un turnuva öncesi verdiği konser İtalya'da düzenlenen 1990 tarihli Dünya Kupası'nın en unutulmaz anlarıydı.

Üç büyük şarkıcıdan Luciano Pavarotti, uzun süredir Juventus hayranıydı. Katalan José Carreras gönlü ise Barcelona'ya aitti. Ancak, Plácido Domingo'nun Real Madrid'e verdiği destek tamamen başka bir seviyede destekti ve hâlâ da öyle.

2002 yılında, tenor/bariton İspanyol kulübünün yeni resmi marşı Himno del Centenario'yu söylemek için İspanyol kulübünün yüzüncü yılını kutlamalarına ve onursal üye oldu. Düzenli olarak takımının ünlü beyaz şeridine kıyafetlerinde yer vermesiyle tanınıyor.

Nigel Kennedy

(Aston Villa taraftarı)

Nigel Kennedy ise Aston Villa fanatiği Google'da İngiliz kemancı için bir resim araması yapın ve Kennedy'nin Villa gömleği giydiği ve takımın renklerine keman çaldığını, Villa Park sahasında konser verdiği gibi türlü fotoğraflarla kaşılacağınızdan emin olabilirsiniz.

Julian Lloyd Webber

(Leyton Orient taraftarı)

Hayatın her alanında olduğu gibi, futbolun büyük kulüplerini destekleyen klasik müzisyenlerin kimler olduğunu öğrenmek için uzaklara bakmanıza gerek yok, ancak oyunun daha az moda olan formalarını takip etmeyi seçenlere de kulak verelim.

Bunlar arasında, Leyton Orient'in alt liglerde oynamasını uzun yıllar takip eden Julian Lloyd Webber en az diğerleri kadar ateşli bir taraftar.

Cazkolik.com / 07 Temmuz 2021, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN