Geçen Cumartesi yeni emeklemeye başlayan küçük Jacob Williams'ın annesi Monica Williams'a göre küçük Jacob'ın bir şeylere vurmayı sevdiği farkedilince ona doğum gününde bir ksilofon hediye edilmiş. Oyuncak müzik aletini alır almaz hemen çalmaya başlayan Jacob'ın çıkardığı sesleri dinleyen anne babası ve misafirler çocuğun beceri ve yeteneğiniden etkilenmişler. O gece evde misafir olan "La La Land" filminin yönetmeni Damien Chazelle de birdenbire bu yeteneği farketmenin şaşkınlığını yaşamış, halbuki, o gece evdekiler Duke Ellington'ın "Money Jungle" albümünü plâktan dinliyormuş. Chazelle hemen telefona kaydetmeye başlamış ve birkaç cazsever dostuna göndermiş. Jacob'ın oyuncak ksilofonu çalmayı istediği tam o anın bir korno solosuna denk geldiğini farketmişler. Acaba arada bir bağ var mı? Tabii sonra küçük Jacob yemek için oyuncağı elinden atmış. Annesi çocuğunun bir caz yıldızı oacağına inanıyor. Kanada caz Festivalleri başkanı Petr Cancura ise 'tamam tamam abartmayın' diyerek anne babayı uyarmış :)
Cazklik.com / 27 Eylül 2021, Pazartesi
Oldum olası Tony Bennett sevemedim. Sesini de imajını da... Ama 90 küsur yaşında alzheimer hastalığının pençesindeki sanatçının kariyerine Lady Gaga ile son vermesini de istemezdim. "Love for Sale" albümü sanki Lady Gaga'nın itibar satın almak için yaptığı bir zorlama gibi duruyor. Hele kapak fotosu hepten berbat. Bennett hayatının son döneminde üç şarkıcıyla düet yaptı (ayrıca 2 adet Duets abümü var onları kastetmiyorum), ilki Diana Krall, ikincisi Amy Winehouse, üçüncüsü bu son Lady Gaga. İlk albümün asıl sahibi Krall'dır bence, Bennett konuk gibidir. Amy Winehouse ile kaydı da beğenmemiştim ama o kaydın anlaşılabilir tarafı vardı, üstelik Amy hiç de Lady Gaga gibi sakil pozlar vermemiş, itibar hırsızlığı yapmamıştı, tersine, bu ilişkiden faydalanan taraf gençlere ulaşması nedeniyle Bennett olmuştu. Bu işin bir yanı, diğer yanı ise Bennett kendi neslinin birçok müzisyeni gibi normal albümlerini kaydetmeye devam eder ve yine ilgi görür el üstünde tutulurdu, Duets I-II albümleri mesela anlaşılabilir kayıtlardır. Bennett, sesinde marka bir his olsa da hiçbir zaman iyi bir şarkıcı olmadı, hayatının önemli bölümünü Frank Sinatra'nın gölgesinde geçirdi, "My Way" gibi sesiyle özdeş bir hiti olmadı, üstelik, Sinatra'nın sesiyle Bennett'in sesi mukayese edilemez. Sesindeki grenleşme misal bir Rod Stewart gibi değildi. Repertuvarı Amerikan songbook repertuvarıydı ama cazın zorlu şarkılarını ondan hiç duymadık. Velhasıl, ortalama yeteneklerine rağmen Sinatra sonrası dönemi iyi değerlendirdi ama kariyerinin son kaydı olduğu duyurulan bu albüm hiç doğru bir seçim olmadı.
Cazkolik.com / 24 Eylül 2021, Cuma
Müzik endüstrisini yakından takip etmeye çalıştığınızda farkettiğiniz ilk şey endüstrinin caz dediği şeyle sizin anladığınız caz arasındaki farktır. Bunu tarif etmesi kolay değil aslında ama bir takım örnekler vererek izahı mümkün olabilir. Elbette onların 'jazz' dediği şeyin merkezinde para var. Bana Montreux Jazz Festivali derseniz aklıma büyük bir tarih gelir, hatıralarda kalmış sayısız konserler vs. ama onların ki daha mantıklı, mesela BMG ile Montreux çok yönlü bir küresel ortaklığa imza atar, festivalin el değmemiş tarihini satın alır ve bizim gibi cazseverlerin beğenisini gıdıklayıp duracak yeni içerikler üretirler ama doğal olarak temelinde ekonomik dürtüler ve beklentiler vardır, tarihin para edecek her tarafını mıncık mıncık ederler. Mesela, onların anladığı caz starı Jamie Cullum'dur. Cullum Sony/ATV Music Publishing ile büyük bir anlaşma imzalar. Adı caz starıdır ama caz burda nerde? Yersek. Mesela, Marathon Music Group yükselen İngiliz caz sahnesini mercek altında tutacak New Soil adında yeni bir bölüm açar ve ilk 3 sözleşme imzalanır devamında Mesela dev BMG firması Modern Recordings adı altında caz-elektronik kapsamı altında yeni bir şirket kurar. Bu kapsamda sanatçılara muhtemel sözleşme amaçlı ilgi daveti gönderir. Sırf bu girişim bile müzisyenlere yön çizmek, elektronikle caz arasındaki ilginin yeni boyutlarına odaklanıp bana öyle gelin demek değil midir?
Cazkolik.com / 21 Eylül 2021, Salı
Bugün George Wein ismi çoğu cazsever için fazla şey ifade etmiyor olabilir, bu, Wein 95 yaşında eski tüfek olmasından değildir, Wein caz tarihinin mimarlarından biri olmasına rağmen müzisyen olmadığı, ön planda görünmediği içindir. Sahnenin önünde değil arkasındaki mimarlardandır. Sahneyi tasarlayan, caz festivalleri tarihinin kurucularından ve cazın gidişatına yön veren isimlerdendir. Ama bugün onun vefatı nedeniyle bu tarz bir kronolojik övgü yerine içinde yaşadığı büyülü hayattan biraz söz edeceğim. Örneğin, başlığa anlam veren öykü. Caz tarihinin ilk süperstarlarından Lester Young ile ölümsüz Billie Holiday uzun zamandır küstür. İkilinin birbirine düşkünlüğünü bilenler için bu küslük doğal değildir. Nitekim, Wein organize ettiği Newport Caz Festival konserinde ne yapıp ederek ikilinin buluşma altyapısını hazırlayarak duygusal ortamı tesis eder. Billie Holiday sahnededir ama Lester Young olmadan, Lester ise sahne arkasında, ya başka bir konser için bekliyor ya da daha önce çalmıştır, ama oradadır. Çevredeki herkes ikilinin küslüğünü bildiği için nasıl bir karşılaşma olacağını merak etmektedir. Lester bir süre sahne arkasında kıvrandıktan sonra kendi kendine mırıldanır; 'Çıkıp sahnede Lady'e yardım etmeliyim' ve sahneye çıkar. George Wein işte böylesi sayısız ilişkinin yönlendiricisidir. Caz tarihi bu yanıyla müzisyenlerin birbiriyle ilişkilerin de tarihidir, o ilişkiler bize caz tarihinin bütün hikayesini verir ve Wein tüm bu öykünün merkezindeki az sayıda ismin başında gelir. Başka pek çok şey anlatılabilir elbette ama bu hikaye Wein'in kim olduğunu anlatmak için fevkalade yeterlidir.
Cazkolik.com / 14 Eylül 2021, Salı
Daimi bir caz dinleyicisi olarak zaman zaman belirli isim, dönem veya ekollere takılıp kaldığım, uzun süre ağırlıklı o müzikleri dinlediğim oluyor. Son sıralar doğaçlama müzikler daha çok ilgimi çekiyor. Düzensiz keşiflerle bir dolu yeni müzik dinledim. Bu dönemi tetikleyen de Sonny Rollins’in son çıkan “Rollins in Holland” albümü oldu. Bir kere daha doğaçlamanın önemine şükrettim. Ardından, benimle yaşıt caz müzisyeni ve besteci David Sanford’un big band olarak kaydettiği “A Prayer ve Lester Bowie” albümüne takıldım ama kesmedi (bu arada dijitalde albümün sadece 3 parçası açık), özellikle yeni olana merakım yüzünden dijital platformları taramaya başladım. Dijital platformlar sonsuz imkan sunuyor gibi görünse de çıfıt çarşısı gibi bir ortamdır, içinde aradığını bulması kolay olmayabiliyor, derken, iTunes’da “Outer Orbits” isimli listeyi keşfettim. Seçtikleri isim hoşuma gitti. Bu PUL’un başlığını da onlara borçluyum. Dediğim gibi, cazın doğaçlama ve deneysel alanına yönelik sanatçıların son işlerini bir tıkla elinin altına getiriyor. Hatta insan bu albümlerin çoğuna dair bilgileri anlı şanlı caz platformları veya dergilerde bulamayacağını bilince bu hizmetin önemi daha öne çıkıyor. Keşfedecek müzik çok, listeye hızlıca baktım aralarında haberdar olup dinlediklerim var ve çoğu yeni. Size de tavsiye ederim. Bu arada, şehirde doğaçlama bir caz festivaline kesin ihtiyaç var, burada not etmiş olayım.
Cazkolik.com / 12 Eylül 2021, Pazar
Gitarist Julian Lage genç yaşına rağmen gitara iki farklı açıdan bakan biri; İlki doğru ifade için teknik yetkinlik olarak -ki bu olmazsa olmaz-, ikincisi bir 'sanat formu' olarak caz. Caz tarihi genç sanatçıların ya ayağına dolanarak sıradanlaştırır, ya da o tarihten nesline ait yeni sonuçlar çıkararak 'sanatçı' olursun. Lage ikinci kulvarda ve genç yaşta bu bakıma önemli yol katetmiş biri. Guitar Player'da Richard Bienstock'un yazısı aklıma Lage'in son albümünü getirdi ve bir kere daha dinledim. "Squint" isimli yeni albüme dair dergiye verdiği mülakatta 'gitarın evrimi ile gerçekten ilgiliyim' diyor. Bu evrimin önemli noktası cazın ağabeylerinin mirası üzerinden yürüyen doğaçlama olgusu. En özgür doğaçlama haliyle dahi bu mirasın ve ağabeylerin omuzlarına bastığının farkında. Lage beraber çaldığı müzisyenlerle kurduğu doğaçlama dinamiğinin öneminin de altını çiziyor. Bir performansta harika bir uyum yakalar ve çok mutlu mesut ayrılırsınız ama bu bir tesadüf müdür? Beraber çaldığı son üçlüyle -Jorge Roeder/Dave King- tesadüfi sınırların dışına çıkmayı başarabildik diyor. Çoğu caz müzisyeni buna bir tazelik olarak bakar. Aradıkları ve merak ettikleri bu tazelik bence de önemli zira Lage gibilerin stilistik maceralarının temel itici gücü bu tazelikte yatıyor. (Görsele dair not: Julian Lage 7 yaşında çalmaya başladığı gitarda 12 yaşından beri virtüözitenin merhalelerini katederek geliyor.)
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 08 Eylül 2021, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.