Havaya girdiğinde caz klasiklerini onun gibi çalacak başka biri yok

Havaya girdiğinde caz klasiklerini onun gibi çalacak başka biri yok

 

Jarrett'ın içinde akan şelâle

 

 

Keith Jarrett'tan bahsediyorum.

 

İki Keith Jarrett vardır.

 

Biri, moduna girdiğinde yerini başka hiç kimsenin alamayacağı bir Keith Jarrett.

 

İkincisi, şüphesiz yine iyi ama ilk haliyle mukayese edilmeyecek diğer Jarrett.

 

Jarrett'ın konserlerinde caz klasiklerine sık başvurması onun doğaçlama tema eksikliği çekmesinden değil, caz klasiklerinin ihtişamalı, mümbit malzeme dokusundan beslenmesi ve bir nevi yola çıkış noktası olarak kullanmayı tercih etmesindendir.

 

Bir örnek vereyim;

 

Jarrett'ın klasik üçlüsü Peacock ve De Johnette'li kadrosu ile verdiği Montreux Jazz Festivali konser kaydı. 2007 yılında yayınlanan 13 klasikli bu konseri eğer caz tarihçileri büyük ustanın en iyi performansları arasında saymıyorsa bir kez daha düşünseler iyi ederler.

 

Bu defa albümden örnek vereyim;

 

"Live at Montreux" albümünün dijital versiyonunda ikinci sırada yer alan 1949 tarihli ünlü klasik "My Foolish Heart" mesela. Bir Victor Young bestesi olmasına rağmen daha çok Bill Evans ile özdeşleşmiştir denebilir. Sözlü orijinali 3 dakikadan kısa, Evans versiyonu ise 4 ile 5 dakika arasında olan bu ünlü klasik Jarrett'ın elinde, bahsettiğim bu konser kaydında 13 dakikaya yakın bir müziğe dönüşmüş... Hem de ne performans!

 

Tüm Nobelli yazarları, edebiyatçıları, kimi bulursanız getirin hiç birinin yazamayacağı gizemli bir metin gibi ince ince işlemiş melodiyi. Bilemedin 5 dakikalık bir melodiden 12 dakikaya nasıl uzarsın, işte, Keith Jarrett olunca oluyor!

 

Zaten dinleyici olayın farkında ki, dijitalde albümün en fazla dinlenen parçası olmayı başarmış "My Foolish Heart".

 

Jarrett'ın içinde akan şelâle

 

Jarrett'ın içindeki şelâle akmaya başlayınca kimse durduramıyor. Konserde, "My Foolish Heart"ın ardından yüksek tempolu bir Sonny Rollins klasiği ama çoğumuzun Miles Davis'den tanıdığı "Oleo" bu kez şelâlenin en coşkun akan kısmı gibi gürlüyor adeta. Parçanın ortaları geçildikten epey sonra Peacock solosuna kadar gürleme devam ediyor.

 

Keith Jarrett konserleri, canlı izleyince haliyle çok daha başkadır ama inanın albüm olarak dinlerken de konsantre olmayı başarırsanız eğer salondaymış gibi haz almamanız için bir sebep yok.

 

Parça sonları-alkış arası müzisyenlerin diyalogları iyi iş çıkardıklarına dair memnuniyetlerinin belgesi gibi.

 

Keith Jarrett hayranları sanatçının sağlık sorunları yüzünden epeydir konser vermediğini biliyor. İlerleyen yaşını ve geçirdiği rahatsızlığın önemini dikkate alırsak, provalara başlamış olsa dahi eski formuna ulaşabilir mi emin değiliz fakat çalıyor olması, hele hele konser performansına erişme ihtimali son yılların en güzel haberi olabilir, umudu kesmeyeceğiz.

 

Son cümleleri yazarken, "The Song is You" çalmaya devam ediyordu. Şu notu eklemeden bitirmiyeyim. Jarrett, bilhassa caz klasiklerini çalarken parça aralarında bir anda bambaşka bir parçadan tanıdık bir riff duyabilirsiniz, şaşırmayın, bu anları Jarrett'ın beynindeki kıvılcımların çakması olarak da düşünebilirsiniz. Gidilecek yön sonsuzdur, hele Jarrett söz konusu ise.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 11 Aralık 2023, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.