Merhaba, bu haftanın müzisyeni olarak sizlere Bilal Karaman`ı seçtim ve ona sorularımızı ilettik, kendi ağzından cevapları da aşağıda?

Merhaba, bu haftanın müzisyeni olarak sizlere Bilal Karaman`ı seçtim ve ona sorularımızı ilettik, kendi ağzından cevapları da aşağıda?

(Bu yazıya ait okunma rakamları 14 Şubat 2011 tarihinden sonrasına aittir.)


Zuhal Focan: Bilal Karaman kimdir?

Bilal Karaman: 1981 Kars doğumlu, hemşire bir annenin tek başına büyüttüğü müzisyen oğullarının küçük olanı ve gitar çalanı. Müzikle ilgilenmemiz tamamen tesadüfi bir şekilde oldu, ailede sanatla ilgilenen pek yoktur (şimdi bizden dolayı bir çoğu ilgilenmeye başlı aslında) ama küçük yaşta hediye olarak elimize geçen gitar abimle benim o zamanlarki en favori, belki de tek oyuncağımızdı.

11 yaşımda elime geçen ilk gitarım çalması çok zor ucuz bir çelik telli akustik gitardı, daha sonra elektro gitarımız oldu, 14 yaşında elektro gitarı bırakıp naylon telli akustik gitar çalmaya başladım bir süre sonra Doğan Canku’yla flamenko gitar çalıştım, o yaşlarda etrafımda benim çaldığım flamenkoyla ilgilenecek kimseyi bulamadığımdan belki daha çok lisede arkadaşlarıma komersiyal parçalar çalıyordum (derslerde gitarla İstiklal Marşı çalmak gibi) daha sonraları abimin de etkisiyle cazla ilgilenmeye başladım onun çevresinden faydalandım çünkü kimseyi tanımıyordum.

1998’de Akademi Istanbul’u keşfetmem de böyle oldu, orada bir çok cazla ilgilenen müzisyen tanıdım, sevgili Önder Abi’nin grup derslerine katılıyordum sadece  ama çok güzel günlerdi. Bazen okul kıyafetiyle gelirdim, geç saate kadar çalardık. Ondan da çok faydalandım. Daha sonra 19 yaşında Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’ne kabul edildim tam burslu olarak ve 2005 yılında mezun oldum, çok değerli hocalarla çalışmış ve yerli-yabancı profesyonel birçok müzisyenle tanışmış olarak.

O günden beri çok fazla projede yer aldım. Çoğunluğu Türkiye’de ve bir kısmı Avrupa’da, gerek kendi ürettiğim projeler gerekse başka insanların projelerinde caz, Latin, etnik, elektronik, Yunan müziği, pop, Afro-Cuban, Çigan, Grek, soul, r&b vs... gibi farklı müzik tarzları çaldım. İçlerinde en keyif aldıklarım çoğunlukla kendi müzikal hislerimi müziğe yansıtabildiklerim ve doğaçlama çalabildiklerimdi. Beraber çaldığım müzisyenlerden bazıları Leon Parker, Ricky Ford, Harvie S, Jack Gregg, Kestutis Vaiginis, Aydın Esen, Neşet Ruacan, William Cardoso, Onelia Manzano, Danielle Eva, Buzuki Orhan, Donovan Mixon ve daha niceleri. Daha fazla bilgi için belki Facebook ve Myspace sayfalarıma bakıp inceleyebilirler.

Zuhal Focan: Kayıt yapmak gibi bir isteğin, projen var mı? Benim bildiğim var, ne zaman yayınlanacak?

Bilal Karaman: Ben küçüklüğümden beri kayıt yapıyorum, ilk 12-13 yaşlarında kasetçalarda kayıt yapıyorduk, sonrasında da bilgisayarlarla işler daha da kolaylaştı tabii ama profesyonel olarak ilk stüdyo kaydımı 2008 Mart ayında Aydın Esen, abim Selçuk Karaman ve perküsyoncu İzzet Kızıl’la Miam’da yaptık, Deniz Doğançay kaydetti. Tabii ki bu kayıt henüz basılmadı ve belki de basılmayacak. Bizim için sorun değil ama enteresan anların olduğu güzel bir tecrübeydi hepimiz için. Geçtiğimiz günlerde de Amerikalı meşhur kontrbasçı Harvie S ile bir kayıt yaptık, gene çok iyi müzisyenler çaldı, daha çalanlar da olacak o yüzden isim saymayayım sürpriz olsun. Umarım en kısa zamanda albüm olarak yayınlanacak. Şu an için görüştüğüm bir plak şirketi yok ama kafamda bir iki seçenek var onları değerlendireceğim.

Zuhal Focan: Genelde (Türkiye’de ve dünyada) caza nasıl bir gelecek öngörüyorsun?

Bilal Karaman: Klasik Avrupa müziği bugün nasıl devletler ve sponsor şirketler tarafından finanse edilip devam ettiriliyorsa, caz da aynı forma girdi zaten bir süredir. Belli stiller hep birileri tarafından desteklenecektir. İlerde de şu anki gibi giderse bütün sanat dalları ve türleri birbirine karışacak ve müziğin ilk zamanlarından beri gerçekleşen füzyonlarla mutasyon geçirerek caz da başka şekiller alacaktır. Benim de yaptığım şey bir yerde bu, yani Türkiye’de de dünyada da aynı gelişmeler oluyor artık. Caz müziğinin çocukları oluyor, onlar da çocuk yapıyor ve nice niceleri hayat buluyor estetik ifadeyle, tıpkı onbinlerce yıllık insan evrimi gibi, bir yerde aynı bir yerde farklı…

Zuhal Focan: Senden sonra yetişen gençlere söylemek istediklerin?

Bilal Karaman: Ben de hala gencim ama şu anki imkanların on sene öncesine göre çok daha faklı olduğu kesin. Ben radyo dinleyip onu kasete kopyalayıp sonra gitarla çalmaya çalışırdım, eskiden aynı işlemi plaktan yapıyorlarmış. Son 10 senede o iş CD çalar daha sonra mp3 çalar olarak değişti. İnternette bulamayacağınız “bilgi” yok. Ama bu kadar yakın olunan o bilgiler artık eskisi kadar cazip gelmiyor belki de insanlara. Sürekli araştırmacı olmalı, merak etmeyen müzisyen kendini geliştiremez. Çalışmaz veya çalmazsan da gelişemezsin. Dolayısıyla bütün genç arkadaşlara naçizane tavsiyem, müzikal ortamlarda vakit geçirmeleri, duydukları her sesle beslenmeli ve zamanla kendi seslerini bulmaları. Böylece sanat daha renkli bir hal alacak ve monotonluk kalkacaktır.

www.myspace.com/bkaraman

Müzikle kalın...

Zuhal Focan
21 Aralık 2009, Pazartesi
focan@nardisjazz.com

Cazkolik.com

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Zuhal Focan

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.