(Bu yazıya ait okunma rakamları 14 Şubat 2011 tarihinden sonrasına aittir.)
Zuhal Focan: Ediz Hafızoğlu kimdir?
Ediz Hafızoğlu: Ediz Hafızoğlu çocukluğundan beri müzikle içiçe büyüyen, hayatının hiçbir döneminde müziksiz kalmayan birisidir. Düşünüyorum da hayatımda nelerden vazgeçmedim ki müzik uğruna. Bazı insanlar seçim yapmak zorunda kalmaz, birçok şey hayatlarında birlikte yürür, bazılarının önüne de sürekli yol ayrımları çıkar. Ben hep tercih yapmak zorunda kaldım. İşte müzik mi okul mu? Bilmem ne takımı mı? Müzik mi resim mi, müzik mi okul mu? Türkiye gibi bir ortamda müziği ne kadar ciddiye alırsanız çevrenizdekilerden okadar uzaklaşmaya başlarsınız. Yıllardır bütün bunları yaşayan, kendi bildiğini okuyan, müzik için yaşayan birisidir Ediz Hafizoğlu.
Zuhal Focan: Kayıt yapmak gibi bir isteğin, projen var mı? Varsa kimlerle?
Ediz Hafızoğlu: Şu sıralar çaldığımız, albümlerini kaydettiğimiz pek çok projenin yanında kendi albümümü de toparlamaya çalışıyorum. Besteleri bitirdim, aranjmanlarını da çevremdeki bu konuda benden çok daha iyi olan müzisyen arkadaşlarımla toparlıyorum. Belirlediğim birkaç isim var. Saksofonda Serhan Erkol, tuşlu çalgılarda Ercüment Orkut, vakit ayırabilirse bas gitarda Kağan Yıldız. Bu kadroya bir keyboard daha eklenecek, Baki Duyarlar olursa harika olacak, bir de perküsyoncu. Ben bu albümü kaydetmeden kurduğumuz plak şirketinden 3 yıl kadar önce kaydettiğimiz Teneffüs albümünü, hemen ardından Baki Duyarlar albümünü ve en son birçok kayıt denemesi aldığımız Serhan Erkol albümlerini yayınlayıp ondan sonra kendi albümümü yayınlamayı planlıyorum.
Bu sene içinde bu projelerin yanına başkalarını da ekleyip yolumuza tam gaz devam etmeyi düşünüyoruz.
Zuhal Focan: Genelde (Türkiye’de ve dünyada) caza nasıl bir gelecek öngörüyorsun?
Ediz Hafızoğlu: Caz deyince artık herkesin kafasında başka bir müzik canlanıyor. Ben kendi kafamda canlanan hakkında yorum yapabilirim ancak; Doğaçlamanın olduğu müzikler, ister akustik ister elektronik olsun, insanlar yaşadığı sürece gelişmeye devam edecek Albümler az da satılsa, çok da satılsa, konserler dolu da olsa, boş da olsa müzisyenler bu yolda çalışmalarını ne olursa olsun aralıksız devam ettireceklerdir. Cazın yaşaması için çok popüler olmasına ihtiyacı yok, tam tersi çıkış noktasına her geçen gün biraz daha yaklaşıp "underground" haline geri dönüyor. Ülkemizde de sanki 1950’lerin Amerikasında nasıl birçok kayıt yapılıyor, performanslar oluyorsa, onun çok küçük çaplısı bu ekonomik krizle beraber burada da yaşanmaya başladı. İnsanlar sağa sola çalmaya çok fazla gidemeyince kendi içlerine dönüp kendileri adına kayıtlar yapmaya, kendi gruplarını toparlayıp çalmaya başladılar. Şu anda benim bildiğim yayınlanmamış 12 kadar caz albümü var, genç kuşağın kaydettiği. Bunlar yayınlanınca mutlaka bir hareket olacaktır.
Zuhal Focan: Senden sonra yetişen gençlere söylemek istediklerin?
Ediz Hafızoğlu: Bizden önceki jenerasyon ile aramızda çok büyük bir uçurum var. Her yıl yeni müzisyenlerin katılması gereken bir ortam olması gerekirken 20 yılda bir birileri çıkıyor ortaya ne yazık ki. Bu gibi boşlukların olmaması için aslında bizden sonra geleceklere birşey söylemekten çok bizden önceki jenerasyona ve bizlere birşeyler söylemek istiyorum. Birilerinin ortaya çıkmasını beklemektense hepimizin birkaç öğrenci alıp yetiştirmesi gerekiyor. Sayımızı ikiye katlarsak ancak bir hareket gelebilir bu ortama. Yoksa armut ne pişer ne de önümüze düşer.
Müzikle kalın...
Zuhal Focan
26 Ocak 2010, Salı
focan@nardisjazz.com
Cazkolik.com
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.