Şenay Ocak: Türkiye’de cazın duayenlerinden birisiniz. Cazı temsil ettiğiniz pek çok ülke var. Hangi ülkelerden müzisyenlerle projeler yaptınız? Ve bu süreçte neler deneyimlediniz?
Okay Temiz: İlk kez 1967’de yurt dışına seyahat ettim konser için. Danimarka üzerinden İsveç’e seyahat ettim. Fransa’ya seyahat etmek gibi bir isteğim vardı çünkü o dönemlerde caz için önemli bir merkezdi. Stockholm’de yolum Türk trompetçi Muvaffak Falay ile kesişti ve beraber çalmaya başladık. Muvaffak Falay’ı Ankara Devlet Konservatuarı’ndan da tanıyordum. O dönemde benim çaldığım Türk ritimleri İsveç’teki caz müzisyenlerin ilgisini çekti. Kısacası İsveç’te başlayan yolculuğum, orada Don Cherry ile tanışıp Türk ritimleriyle doğaçlama müzik sentezleri çalmaya başladığımız dönem ile devam etti. Aslında ilk yurt dışına çıkış amacım Big Band Orkestraları için davul çalmaktı ve gençtim, dinamiktim. O müziği de tabanca gibi çaldığım zamanlardı. Gitmeden teknik anlamda günde on saat davul çalışıyordum ve oradaki müzisyenler ilk olarak tekniğimle ilgili sağlamlığı hissederek beni aralarına kabul ettiler. Ailem bile çoğu kez bu çalışmam karşısında beni yadırgıyordu ancak çok disiplinli günlerden sonra yurt dışına çıktım. Fakat modern cazı sonradan yurt dışında öğrendim ve o tarzı orada benimsedim. İsveç Radyo Caz Orkestrasına bir süre dışardan misafir davulcu olarak çalmak için gittim. Sevda grubu, Oriental Wind, Music For Xaba adlı üç grup kurdum. İsveç Kültür Dairesi Fonuyla desteklendim, bu gruplarla Avrupa’da çok konserler verdik. İsveç’te caz tarihinde benim de ismim var, Türkiye’de onların yazdığı kadar detaylı ve doğru maalesef caz tarihinde olduğumu düşünmüyorum. Alman, Fransız, Bulgar müzisyenlerle de kolektif olarak çok kez projelerde çaldık. Bu gruplardan yurt dışından müzisyenler tarafından tanınmama enn çok “Oriental Wind” grubu yol açmıştır. Sonrasında Amerikalılar da folklorik caz ile çok ilgilendiler ve öğrenmek, çalmak istediler. Don Cherry Sufi, Şaman müziği ve Türk neyi, zurnasına özel bir ilgi gösterdi. Ruhunu vererek, o kültürün ögeleri ve giyinişleriyle ve o teslimiyetle icra etmek istediler. Zeybeği öğrendiler benden ve onu blues gibi çalmaya çalıştılar gülüyor).
Dünyanın dört bir yanından müzisyenlerle çalmam ve bilgi alışverişi yapmam beni her iki alanda eğitti
Şenay Ocak: Müziğiniz hem Türk müziği hem de cazın modern ve özgür stilini barındırıyor. Bunu neye borçlusunuz?
Okay Temiz: Annem Naciye Temiz hem Türk müziği çok iyi söyler hem de çok iyi ud çalardı. Bana hamileyken bile çok ud çalar söylermiş. Ben annemin karnında müzik sevgisinin bana aşılandığını ve Türk müziği için de oradan bende kulak âşinâlığı olduğunu düşünüyorum. Zaten kendisi “Absolut” idi. Kolay kolay kimseyi de o dönemde dahi beğenmezdi şarkıcı olarak. Benim de beraber Avrupa’da özellikle Stockholm’de tanıştığım dünyanın dört bir tarafından gelen müzisyenlerle çalmam ve bilgi alışverişi yapmam beni her iki alanda da eğitti. Zaten Türk müziğine olan aileden yatkınlığım, Big Band davul çalma stili için disiplinli çalışmam sonucu oluşan tekniğim ve yurt dışında modern ve özgür caz stilleriyle tanışıp bolca konserlerde çalmam beni stil anlamında duruma getirdi.
Okay Temiz ve Şenay Ocak
Türkiye’de bazı usta isimlerin bile çaldığı enstrümanıyla arasında samimi bir bağ yok
Şenay Ocak: Bunca yıldır enerjinizle pek çok dev isim ve konserlerle büyük başarılara imza attınız. Türkiye’yi temsil ettiniz ve tanıttınız. Bunu neye borçlusunuz?
Okay Temiz: Ben folklorun içinden geldim. Çatalca’da çiftlikte yetiştim, burada her türlü çiftçilik işlerini yaptım ve toprağa çok yakındım. Sabah çok erken kalkmalısınız, disiplinle her şeyi günlük kontrol etmelisiniz. Bu işler dikkatsizliğe gelmez ama ben her gün tan ağarırken kalkar ve tüm bunları severek yapardım. Aynı şeyleri müzikte de uyguladım. Beni konservatuvar zamanında okulda istediğim bölüme almadılar ama davulda en iyisi olabilmek için iki sene çok çalıştım ve senfoniyle konserlere çıktım. Cazda da böyle oldu. Çalıştığım stili en iyi şekilde severek çalışıp en iyisi olması için gayret ettim. Bence başarı, enerji ve içinde bulunduğun coğrafyayı diğer ülkelere müzikle yansıtabilmek de buradan geliyor. İnsanlarla kolay çalışmamın ve yurt dışında da başarılı olmamın sebebini topraktan aldığım disipline, sevgiye ve uyuma borçluyum. Yaptığım, tasarladığım çoğu müzik aleti çiftlik döneminde tarım için kullandığım materyallerin seslerini deneysel olarak keşfetmemle de ortaya çıkmıştır. Kimse kusura bakmasın ama Türkiye’de bazı usta isimlerin bile çaldığı enstrümanıyla arasında samimi bir bağ yok. Deneysellik ve (biraz fazla) arayıcı olmak, o bağı kuvvetlendirmek istemekten geliyor. Yurt dışında karşılaştığım çoğu müzisyen bu bağa sahipti ve çok arayıştalardı. Ben bunu da yaptım yapım gereği. Türk cazını yurt dışında benden önce Erdoğan Çaplı tanıtmıştır yaptığı bazı işlerle. Çok etkili kullandığını düşünmüyorum onun da. Fakat Dave Brubeck Türkiye’ye gelir gelmez “Take Five” ve “Blue Rondo A la Turc” besteleriyle tüm dünyayı Türk ritimleriyle etkisi altına aldı. Çaplı’dan sonra da ben ondan daha farklı ve kapsamlı şekilde projelerle Türk ritim ve folklorunu yurt dışında tanıttım diyebilirim.
Türkiye’de cazın getirisi yok
Şenay Ocak: Okay Temiz Ritim Atölyesi hakkında neler söylemek istersiniz? Müze olması yönünde istekleriniz ve beklediğiniz destek nelerdir?
Okay Temiz: İsveç’e gittiğim yıllardan bugüne atölye aslında hep vardı. Hem çalışma için, hem ders için buranın ritim atölyesi olarak uzun yıllar kalmasına çaba gösterdim. Bunca yıldır üzerinde emek ve tecrübeyle çalıştığım ve patenti bana ait olan buradaki müzik aletlerinin, dünyanın dört tarafından getirdiğim çeşitli müzik enstrümanlarının, genç sanatçılara yönderlik yapması için ve onlara ilham vermesi için atölyemin devletin desteği ve izniyle müze olmasını istiyorum. Burasının müze olması sadece benim ismim için olumlu bir adım değil, Türkiye’de caz ve sanat için farkındalık yaratması açısından kültür yuvası olması adına mühim olacaktır. Benim popülerlik ya da ödül almak gibi artık bir gayem yok. Zaten yeterince kariyerimde bunları deneyimledim. Popülerlik algısı Türkiye’de caz gibi bir müzik için getirisi olan bir şey değil. Ayrıca, günümüzdeki “caz” anlayışının dışında olduğumu da düşünüyorum. Ben müzik insanıyım, belki de cazcı olarak anılmam yanlış. Hatta üretiyorum burada durmadan. Kaynakçıyım, tornacıyım, elektrikçiyim ben tüm bu müzik aletlerini yaparken aynı zamanda. Ve burası çok dolu, bunun Türkiye’de olması önemli. Eğer bu adımlar için Türkiye’de çağrımıza cevap alamazsak, Dubai’de ve başka ülkelerde sergilemek isteyen kültür sanat alanları var üretimlerimi. Üzülerek devreye girecek olanlar, onlar olacak. Sanat eseri niteliği de taşıyor görsel açıdan çoğu.
Yeni basılan plâklarım Avrupa'daki tüm plâkçılarda mevcut
Şenay Ocak: Caz Plâk’tan basılan albümleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Okay Temiz: Caz Plâk ile iki yıldır tanışıyoruz. Haluk Damar ile sıklıkla iletişimdeyiz. Benim daha önce yaptığım Amerikalı, Alman ve İsveçliler ile konser kayıtlarım var. Hem videolu olanlar var hem videosuz olanlar var içlerinde bu kayıtların. Bunlar Haluk Damar’ın ilgisini çekti ve bu festival, konser kayıtlarını bir şekilde plâklara aktarmayı bana teklif ettiler. Zamanında Ertegün Kardeşler ile yapmak istemiştim böyle bir projeyi. Maalesef tam olarak şartlar oluşmadı. Ama şimdi birer birer Caz Plâk sayesinde ortaya çıkıyor. Japonya çok büyük ilgi gösterdi çıkan bu plaklara. Tayland, Tayvan, Avustralya, Kanada, Amerika, Fransa, Belçika, Hollanda ve tüm Avrupa’da plâkçılarda mevcut. Avrupa ülkelerinin çoğunda ön sıralara konulmuş, ilgi gören plâkların arasında sergileniyor üstelik. Zikir, Derviş, Oriental Wind plâkları hemen hemen en ön sıralarda mutlaka Avrupa’da satışta şu anda. Ayrıca bibliyoteklerde sıklıkla rastlanıyor. Çok önemli yerler kültür sanat adına bibliyotekler oralarda. O yüzden orada bulunması çok sevindirici benim için.
Şenay Ocak: Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Nicelerini sabırsızlıkla bekliyoruz.
Şenay Ocak
Cazkolik.com / 23 Mart 2025, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.